Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12507 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5986 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 21/01/2014NUMARASI : 2013/346-2014/13Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/01/2014 tarih ve 2013/346-2014/13 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı ile dava dışı E.. Elektrik Ltd Şti'de ortak olduklarını, davalının kasıtlı ve usulsüz işlemleri ile şirketi tespit edebildikleri kadarıyla 685.083,10 TL zarar uğrattığını ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsili ile dava dışı şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca HMK. 107. maddesi gereği "davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde" belirsiz alacak davasının açılabileceği, davacının dava dışı şirketin hangi kalemlerde ne gibi işlemlerle ne kadar zararının, oluştuğunu tam olarak açıklayamadığı ve dolayısıyla bu açıklamalara göre taraflar arasındaki ihtilaflı hususların net olarak belirlenme imkanının bulunmadığı, bu hususların davacı vekilince açıklanması, açıklama sonucuna göre belirsiz alacak davasına konu olmayacak talepler yönünden davasını tam davaya dönüştürmesi ve belirli olan kalemler yönünden bu hususta işlem yaparak harç eksikliğini tamamlaması hususunda davacıya süre verildiği ancak davacının davasına belirsiz alacak davası olarak devam edeceğini beyan etmesi karşısında dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, sorumluluk davası niteliğinde olup mankemece dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanunun Belirsiz Alacak ve Tespit Davası Başlıklı 107. maddesinde "davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir..." hükmü öngörülmüştür. Açılacak davanın miktarı biliniyor ya da tespit edilebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz. Talep sonucunun belirlenememesi iki halde mümkündür: Ya dava açarken talep sonucunun belirlenmesi imkansızdır ya da davacının dava açarken talep sonucunu belirlemesinin kendisinden beklenemeyecek olmasıdır. Ancak, MK'nın 107/3'nci maddesiyle bu konuda bir istisna getirilmiştir. Böylelikledava açarken talep sonucunu belirleyemeyen davacı dilerse belirsiz alacak davası açabilecek, dilerse kısmi dava ile birlikte alacağın geri kalan kısmının tespitini isteyebilecek ve yine dilerse alacağın tümünün belirlenebilmesi için bir tespit davası açabilecektir. Açıklanan yasal düzenlemelerin ışığı altında somut olaya bakıldığında, niteliği itibariyle tazminat davası olan işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün bulunmaktadır. Bu itibarla, mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.