Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12506 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2822 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/12/2013NUMARASI : 2013/107-2013/224Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/12/2013 tarih ve 2013/107-2013/224 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin TPE nezdinde 03,24 ve 25. sınıflarda tescilli, tanınmış marka statüsünde "R.. Cavalli" ibareli markasının bulunduğunu, davalı işyerinde yapılan aramada müvekkili markasının kullanıldığı 408 adet taklit ürüne el konulduğunu, davalının fiillerinin marka hakkına tecavüz ve haksız fiil teşkil ettiğini ileri sürerek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesini, taklit ürünler ile üretmeye yarayan araç ve benzeri vasıtaların, broşür, işaret, resim, ambalaj, basılı evrak vs. imhasını, kararın gazetede ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı defiinde bulunduklarını, “Cavalli” ibareli markaların 1999 ve 2001 yıllarında, “G.. Cavalli” ibareli markanın da 2011 yılında müvekkili adına tescil edildiğini, bu tescillerin davacı tescilinden önce yapıldığını, olay tarihinde davacı markanın tanınmışlık statüsünün bulunmadığını, arama kararı üzerine müvekkilinin ürünlerinin teslim alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca yaptırılan arama sonucu davalı işyerinde "R.. Cavalli" markalı ürünlerin bulunduğu, Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda ürünlerin taklit olduğunun tespit edildiğini, davalıdan elde edilen yediemindeki ürün örneklerinin getirtilerek incelendiği, “R.. Cavalli” markası ile “J.. Cavalli” markasının tüm ürünlerde farklı yerlerde kullanıldığının bizzat ürün örneklerinin tek tek incelenmesiyle tespit edildiği, markaya tecavüz ve haksız rekabetin sabit görüldüğü, uzatılmış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği gerekçesiyle zamanaşımı def'inin reddine, davalının ürünlerinde davacının tescilli Roberto Cavalli markasının kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, haksız rekabetin ve markaya tecavüzün önlenmesine, ürünlerin bu marka altında satıma sunulmasının ve dağıtılmasının önlenmesine, ürünlerde davacı markasının çıkarılması veya silinmesi mümkün değilse imhasına, markanın kullanıldığı broşür, ambalaj, resim, işaret, tanıtım vasıtaları, reklam ve basılı evrakta kullanımının önlenmesine, çıkartılması mümkün olmayanların imhasına, hüküm özetinin gazetede ilanına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık konusu eylem ile ilgili olarak açılan ceza davası sonucunda Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin 28.06.2010 tarihli 18524/10153 sayılı kararı ile davalı eyleminin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı uyarınca "kanunsuz suç ve ceza oluşturulamayacağı" ve aynı eylemin haksız rekabet suçunu da oluşturmayacağından bahisle sanığa atılı eylemin 556 sayılı KHK'ne muhalefet ve haksız rekabet oluşturmayacağı, el konulan eşyaların da suç konusu eşya olmaktan çıktığından bahisle davalı şirket temsilcisi sanığın beraatine ve el konulan eşyaların sanığa iadesine karar verilmiştir. Bu durumda, dava konusu eylemin suç oluşturmadığı, ceza soruşturmasında el konulan söz konusu ürünlerin davalı tarafa iade edildiği ve davalı tarafça yeniden piyasaya sürüleceği hususunda girişimlerde bulunulduğu hususları da işbu davada iddia edilmediğine göre, mahkemece uyuşmazlığa ceza zamanaşımı tabi olup bu davanın süresinde açıldığından bahisle zamanaşımı def'inin reddedilerek uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.