Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12495 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9397 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 23/05/2013NUMARASI : 2013/676-2013/676 D. İŞBursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/05/2013 tarih ve 2013/676-2013/676 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, müvekkillerine ihtarnamelerin usulünce tebliğ edilmemiş olması karşısında ihtiyati haciz talebine konu borcun muaccel hale gelmediğini, söz konusu kredilerin vadelerinin gelmediği gibi müvekkillerince düzenli ödeme yapıldığını, TBK'nın 590/1. maddesi uyarınca kefiller hakkında takip yapılmasının mümkün bulunmadığını, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.İhtiyati haciz isteyen vekili, karşı tarafın itirazlarının takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, borçluların üçüncü şahıslar nezdindeki alacaklarını takipten bir gün önce temlik ettiklerini, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu savunarak, itirazın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati haciz isteyen tarafça keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihi dikkate alındığında borç muaccel hale gelmeden ihtiyati haciz kararı talep edildiğinin anlaşıldığı, ancak borçluların temlik, satış gibi yollarla mal varlıklarını elden çıkarma yoluna gittikleri ve bulundukları adresleri boşalttıkları, takipten 1 gün önce alacaklarını temlik ettikleri, kredi sözleşmesi gereğince borcun muaccel bulunduğu, ihtiyati haciz kararı verilmesi için borcun muaccel olmasının şart olmadığı, borçlunun adresini terk etmesinin, mallarını kaçırma çabası içerisinde olmasının da ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.Kararı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili temyiz etmiştir.Talep, kredi sözleşmesine dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkindir. İhtiyati haciz isteyen tarafça, taraflar arasında düzenlenmiş kredi sözleşmelerine dayalı olarak ihtiyati haciz talep edilmesi üzerine mahkemece İİK'nın 257/1. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmiş ise de borçlulara gönderilen 22.05.2013 tarihli ihtarnamede 1 gün atıfet mehili verildiği ve bu ihtarın 23.05.2013 tarihinde bir kısım borçlulara tebliğ edildiği gözetildiğinde, ihtiyati haciz talebinin yapıldığı 23.05.2013 tarihi itibariyle talebe dayanak borç muaccel değildir. Öte yandan, her ne kadar mahkemece borçluların mal kaçırma girişiminde bulunmaları halinde de borç muaccel olmasa dahi ihtiyati haciz kararı verilebileceği hususu itirazın reddine gerekçe yapılmış ise de itiraza konu ihtiyati haciz kararı yalnızca borcun muaccel olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması nedenine dayalı olarak, diğer bir deyişle İİK'nın 257/1. maddesi uyarınca verildiğinden itirazın da bu madde ve koşullar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece henüz muaccel olmamış borca dayalı olarak İİK'nın 257/1. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile itirazın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati hacze itiraz edenler yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.