MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2011NUMARASI : 2011/44-2011/351Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/12/2011 tarih ve 2011/44-2011/351 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı M. K.. Ö.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin “M.. Yüzyıl” adlı TV dizisinin yapımcısı olduğunu, dizide Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatından yola çıkarak senaryolaştırılan bir hikayenin anlatıldığını, dizinin tanıtımını içeren fragmanların yayınlanmaya başlaması ile dizi hakkında T.. FM adlı yayın kanalında 02.01.2011 tarihinde yayınlanan programda, davalı sunucunun dizi hakkında kendi değerlendirmelerini aktararak bu bilgiler ışığında dinleyicileri, diziyi protesto etmeye çağırdığını, diziye karşı kin ve nefret duygusu aşılamaya çalıştığını, hakaret içeren sözler sarfettiğini, müvekkilinin kişilik haklarının çiğnendiğini, davalı radyo sorumlularının da bu yayına onay verdiklerini ileri sürerek, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı M. K.. Ö.. vekili, yapımcı olmayan davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu edilen programda, eleştiri sınırları içerisinde kalan yorumlar yapıldığını, hukuka aykırı herhangi bir durumun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı gerçek kişi tarafından TGRT FM adlı radyoda yapılan yayında, davacının yapımcısı olduğu TV dizisi ile ilgili eleştirilerin yapıldığı, ancak eleştiri yapılırken fuhuş kelimesinin kullanıldığı, bu şekilde eleştiri sınırı aşılarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gibi programın bütününde de adeta bir karalama kampanyasının yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı M. K.. Ö.. vekili temyiz etmiştir.1- Dava, basın yoluyla hakaret iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nın 179/1 (HMK 119. md.) maddesi uyarınca dava dilekçesinde, davalının adı, soyadı ve adresinin açık bir şekilde yazılı olması gerekir. Somut olayda, dava dilekçesinde, davalı olarak T.. S.. gösterilmiş olup bu ibareden davalının kim olduğu anlaşılamamaktadır. Bu itibarla mahkemece, davanın kime karşı açıldığının davacı tarafa açıklattırılarak tespit edilen davalıya dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması ve bundan sonra işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.