Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12458 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7831 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 51. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 07/01/2014NUMARASI : 2013/315-2014/7Taraflar arasında görülen davada İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/01/2014 tarih ve 2013/315-2014/7 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin, davalıya ait yatta kaptan olarak işe başladığını, mazeretsiz 3 gün işe gelinmediği sebebiyle ihtarname keşide edilerek hizmet akdinin tek taraflı sona erdirildiğini ileri sürerek, ihbar, kıdem, fazla mesai ve ücret alacaklarından şimdilik toplam 5.000 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının haklı sebeple işten çıkarıldığını, davacının bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın konusu hizmet akdinden kaynaklanan alacak olup temel ilişki hizmet sözleşmesi olduğuna göre çözümünün Borçlar Kanunu 313 ve devamı maddeleri uyarınca gerçekleştirilmek zorunda olduğu, uyuşmazlığa TTK'nın 4. kitabından hiçbir hüküm uygulanamayacağına göre mahkemenin görevli olmadığının açık olduğu, kaptanın diğer gemi adamlarına göre farklı statüde olduğu, Deniz İş Kanunu bu dosyada uygulanamayacağından davacının kaptan olması sebebiyle lehine olan yasanın tespitine de gerek bulunmadığı, şu haliyle eldeki dosya Borçlar Kanunu hükümlerine dayalı hizmet akdine ilişkin uyuşmazlık içerdiğinden, ticari bir iş niteliği bulunmadığından davanın genel mahkemenin görev alanında bulunduğu, her ne kadar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin mahkemenin görevli olduğuna dair 22/04/2013 tarihli düzeltilerek onama hükmü mevcut ise de o kararda "somut olayda dava deniz taşımasından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğundan" denildiği halde, eldeki dosya deniz taşımasından değil hizmet akdinden kaynaklı olmakla ve teknik olarak görev tespiti içermemekle dava dilekçesinin görev yönünden reddine ilişkin karar verilmesinde sakınca bulunmadığı ve daha önce Asliye Hukuk Mahkemesi'nce değerlendirme bulunmadığından merci tayini değil görevsizlik hükmü kurulduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Davanın dayanağı hizmet sözleşmesinde davacının pozisyonu kaptan olarak belirtilmiştir. Kaptanın hizmet sözleşmesi dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nda 1005-1015 maddelerinde düzenlenmiş olup, yeni Ticaret Kanunu’nda ise bu düzenlemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Somut dava bakımından özel kanun niteliğinde olan 6762 sayılı Kanun hükümleri yerine genel nitelikteki kanun olan BK'nun hükümlerinin uygulanması düşünülemez.Bu durumda 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca davaya bakılması gerekirken, yazılı şekilde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddi doğru değildir.Öte yandan, görevli mahkeme, dosya içerisinde bulunan Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 22.04.2013 gün ve 2013/8009 Esas, 2013/8479 Karar sayılı kararı ile İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi olarak saptanmıştır. Bu karar, HUMK’nın 25/son maddesi gereğince görevli mahkemeyi bağlayıcı niteliktedir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 23/II. maddesinde de, “Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar” hükmü yer almaktadır. Bu durumda, somut uyuşmazlıkta görevli mahkeme Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nce belirlendiğine göre, mahkemece açıklanan nedenlerle de, davaya bakılması gerekirken dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.