MAHKEMESİ : İSTANBUL 22. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 14/11/2013NUMARASI : 2011/68-2013/272Taraflar arasında görülen davada İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/11/2013 tarih ve 2011/68-2013/272 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, taraflar arasında 06/10/2006 tarihinde yapılan limited şirket hisse devir ve temlik sözleşmesi uyarınca müvekkilinin, dava dışı S.. D.. Mamulleri ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'de olan %40 payının tamamını 120.000 TL bedel karşılığında davalıya bütün aktif ve pasifi ile devir ve temlik ettiğini, müvekkilinin bu sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, ancak davalının sözleşmenin 5. maddesinde düzenlenen yükümlülük ve taahhütlerini haksız ve kötü niyetli olarak yerine getirmeyerek müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, sözleşmenin ek-2 kısmında Vakıfbank Bayrampaşa Şubesi'nden alınan 50.000 TL miktarlı spot kredisi borcunun davalı tarafça ödeneceğinin ve bu kredi nedeniyle G.. D.. adına kayıtlı taşınmaz üzerine Vakıfbank Bayrampaşa Şubesi lehine koyulan ipoteğin davalı tarafından kaldırılacağının kararlaştırılmasına rağmen kredi borcunun halen ödenmediğini ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin de kaldırılmadığını ileri sürerek 60.000 TL kredi borcunun temerrüt tarihinden itibaren işleyecek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .Davalı karşı davacı vekili, dayanak gösterilen sözleşmenin TTK'nın 520/3. maddesinde düzenlenen geçerlilik şekline uygun olmadığını, talebin hukuken himaye görmeyecek derecede gayri mantıksız ve ciddi olup bu bakımdan bir alacaktan söz edilemeyeceğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında da, davacı karşı davalının hisselerinin alınmasından sonra davacı karşı davalının şirket adına senet düzenleyip şirketi borca soktuğunun anlaşıldığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek 120.000TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın en yüksek reeskont faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafça davaya dayanak olarak gösterilen 06/10/2006 tarihli sözleşmenin taraflar arasında haricen düzenlenen sözleşme niteliğinde olup TTK'nın 520. maddesinde düzenlenen geçerlilik şekline uygun bir sözleşme olmadığı, bu nedenle asıl dava yönünden davacı tarafça talep edilebilecek herhangi bir alacak bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davaya yönelik olarak ise, karşı davacının 06/10/2006 tarihli noter hisse devir sözleşmesi ile bütün hak ve hukuki yükümlülükleri ile birlikte ve bütün aktif ve pasif ile dava dışı S.. D.. Mamülleri ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti'nin hisselerini devir aldığı gerekçesiyle de karşı davanın reddine karar verilmiştir.Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Asıl dava, sözleşmede belirlenen yükümlülüğün yerine getirilmemesi nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davacı karşı davalının dayandığı sözleşmenin hisse devir sözleşmesi için gerekli biçime uygun yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasında haricen düzenlenen ve inkar edilmeyen mezkur sözleşmenin, hisse devir sözleşmesinden ayrı olarak düzenlenmiş şarta bağlı borç sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Bu nitelikte bir sözleşmenin ise herhangi bir geçerlilik şekline tabi olmadığı sadece ispat açısından yazılı olarak düzenlenmesi gerekmesine göre, mahkemece sözleşmede belirlenen şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesinin ardından davacı karşı davalının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı karşı davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün mümeyyiz taraf yararına BOZULMASINA, davalı-karşı davacıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine, 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.