MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 25/09/2013NUMARASI : 2006/567-2013/253Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/09/2013 tarih ve 2006/567-2013/253 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi K.. E... O... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı ile dava dışı T.. B..’ın müvekkili şirketi kurduklarını, herhangi birinin münferiden sorumlu olmak üzere müdür seçildiklerini, fiilen şirketi davalının yönettiğini, davalıya imza sirkülerinde temsile tam yetki verildiğini, davalının şirketi zarara uğrattığını, kendi adına ve menfaatine çalıştığını, çek karşılığı aldığı malların şirket deposundan bulunmadığını, satılan ilaç bedellerinin bulunmadığını, aldığı ticari malların şirkette görülmediğini, sonuçta sermayenin yok olduğunu, TTK’nın 540., 542. ve 342. madde hükümleri uyarınca sorumluluğu bulunan davalının verdiği zararları aldığı haksız kazanç ve paraları iade etmesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 10.000 TL'nin temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddia ettiği gibi T.. B..'ın şirketin kuruluşundan sonra şirket yönetimine karışmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, zarara sebebiyet verenin T.. B.. olduğunu, defter kayıtlarına sonradan ekleme yapıldığını, usulsüz tutulan defterlerin davacı lehine delil olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının şirket müdürlüğünü fiilen diğer müdürün onay ve görüşünü almadan yürüttüğü, kaybolan mal noksanlığı dikkate alındığında talebi karşıladığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000 TL'nin dava tarihi olan 09/02/2004 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı limited şirketin, tek başına temsile yetkili iki müdüründen biri olan davalının tek başına yaptığı işlemler nedeniyle zarara uğratıldığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin ilamı ile karar davacı yararına bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmasına rağmen, nakit para çekilmesi ve bir miktar ticari emtianın fiilen yok edilmesi suretiyle şirketin zarara uğratılmasının hangi müdürün eyleminden kaynaklandığı, davacı şirketin, davalı tarafından diğer müdürden tamamen bağımsız, tek başına şirketi fiilen yönetmesinin nedenleri ve bunun ne gibi zorunluluktan kaynaklandığı, diğer müdürün işlemlere niçin hiç katılmadığı hususları araştırılmadığı gibi diğer müdürün zımnen işlemlere onay verip vermediği ya da karşı koyup koymadığı noktaları da tartışılmamıştır. Diğer yandan kayıtlar üzerinde diğer müdürün sonradan oynamalar yaptığı savunması da incelenmemiştir. Bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde şirketler hukuku alanında ve şirketin iştigal konusunda uzman bilirkişilerin de yer aldığı bir bilirkişi kurulu oluşturulması, şirket defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, iddia ve savunmanın üzerinde yeterince duran, denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.