MAHKEMESİ : İZMİR 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 15/01/2013NUMARASI : 2012/390-2013/16Taraflar arasında görülen davada İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.01.2013 tarih ve 2012/390-2013/16 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya verdiği taşıma hizmeti karşılığı düzenlenen faturalardan 5.125,00 TL'sinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine hem borç hem de yetki yönünden itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, savunmada bulunmamıştır.Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu alacak ile ilgili belgeler, faturalar ve sevk irsaliyelerinin var olduğu iddia edilen ticari ilişkiyi doğrudan ispatlayamadığı, sevk irsaliyelerinin dava dışı şirket ile ilgili bulunduğu, icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-) Dava, taşıma ilişkisinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, icra takibinde hem yetkiye, hem de "alacağın yargılamayı gerektirdiğinden" bahisle borca itiraz etmiştir. Mahkemece "dava konusu alacağın para alacağına dönüştüğünü ispat için gerekli olan taraflar arasındaki ticari ilişkinin uygun delil ve illiyet bağı ile ispatlanamadığı, icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davalı ödeme emrine itirazında icra takibine konu edilen taşıma ilişkisini inkar etmemiş, yetki itirazının yanında "alacağın yargılamayı gerektirdiğini" belirterek borca itirazda bulunmuştur. Davacının sunduğu belgelerden de davaya konu ettiği taşımanın İzmir'e yapıldığı, dolayısıyla ifa yerinin İzmir olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda İzmir İcra Dairelerinin icra takibinde yetkili olduğunun kabul edilip, işin esasına girilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.2-) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.