Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12363 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13163 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Tüketici Mahkemesi’nce verilen 03/03/2015 tarih ve 2015/235-2015/585 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin 18397082 poliçe nolu müşterisi olduğunu, 16.04.2012 başlangıç tarihli bir yıl süreli kredi kartı ödeme güvencesi sigortası ile işten çıkarılması halinde kredi kartı borçlarının ödenmesi hususunu davalı şirkete sigorta ettirdiğini, 28.02.2013 tarihinde müvekkilinin işine son verildiğini, bunun üzerine müvekkilinin poliçe uyarınca davalı şirkete 29.03.2013 tarihinde başvurarak ...'a ait kredi kartı borçlarının ödenmesini istediğini, davalı şirket tarafından müvekkilinin talebine cevap verilmediğini ileri sürerek sigorta poliçesi uyarınca davalının ödeme yükümlülüğü bulunan 3.050,00 TL'nin 28.02.2013 tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın sigorta poliçesinden kaynaklandığı, TTK'nın beşinci kitabında sigortaya dair düzenlemelerin yer aldığı, sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davaların mutlak ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kredi kartı ödeme güvencesi sigorta poliçesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 3/k bendinde "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi" tüketici, 3/ı bendinde ise " Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa'nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK'nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; davanın açıldığı 06.02.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa'nın yürülükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu sigorta poliçesinin de tüketeci işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 23/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.