Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12333 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5213 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 15/01/2013NUMARASI : 2009/265-2013/9Taraflar arasında görülen davada Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/01/2013 tarih ve 2009/265-2013/9 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı banka ve borcu üstlenen T.. T.. vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 27.06.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. N.. Ç.., davalılardan I.. Bank A.Ş. Vekili Av. E.. I.. ve T.. T.. vekili Av. G.. A.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 08.12.1999 tarihinde E.. Trabzon Şubesi'ne 100.000 DM yatırdığını, anılan bankanın üst düzey yöneticilerinin, mudilerin bankaya yatırdıkları paraları haksız biçimde edinmek için Kıbrıs'ta mukim E.. O..-Shore Ltd. Bankasını kurduklarını, bu bankanın paravan olarak kullanıldığının ve mudilerin paralarının bu şekilde elde ettiklerinin yürütülen ceza soruşturmaları sonucunda ortaya çıktığını, bu eylemlerin aynı zamanda haksız fiil teşkil ettiğini ileri sürerek, 51.129 EURO'nun bankaya yatırıldığı tarihten vade sonuna kadar akdi, vade sonundan itibaren ise 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 15.01.2013 tarihli oturumda bu meblağın TL karşılığını avans faizi ile birlikte talep etmiştir.Davalı vekili, aynı alacak için açılmış davanın reddedildiğini ve bu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiğini, o.. shore bankası ile farklı tüzel kişiliğe sahip bulunan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının daha fazla faiz getirisi elde etmek için kıyı bankacılığını tercih ettiğini, müvekkilinin yalnızca havale işlemini gerçekleştirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının E.. A.Ş Trabzon Şubesi'ne 100.000 DM yatırdığı, bu paranın Kıbrıs'ta mukim ve E.. A.Ş'nin yöneticilerinin kontrolünde olduğu anlaşılan o..-s.. bankasına davacının talimatı olmadan aktarıldığı, bu eylemleri nedeniyle banka yöneticilerinin yargılandıkları, gerek dosyada mübrez bilirkişi raporlarında gerekse ceza dosyasına sunulan bilirkişi raporlarında, davalı banka yöneticilerinin eylemlerinin haksız fiil teşkil ettiğinin ve bu nedenle davalı bankanın sorumlu olduğunun açıklandığı gerekçesiyle davalı Y.. D.. yönünden davanın açılmamış sayılmasına, 100.000 DM'nin 08.12.1999 tarihi itibariyle TL karşılığının, bu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı banka ve borcu üstlenen T.. T..den tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı banka ile borcu üstlenen T.. T.. vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalıların sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve TTK’nın 336. maddelerinden kaynaklanmasına, davacının zararının parasını off shore bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren doğması nedeniyle zamanaşımı süresinin bu tarihten başlayacak olmasına göre davalı banka ve borcu üstlenen T.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2- Dava, davacı tarafından banka hesabına yatırılan paranın off-shore hesabına aktarıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Zaman itibariyle dava konusu uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı BK'nun 83. maddesi uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, aynen ödemek veya buna benzer bir şart var ise borcun yabancı para olarak aynen ifasını ya da bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası karşılığını isteyebilir. Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre de haksız fiillerde zarar, yabancı para üzerinden doğmuş ise yabancı para üzerinden tahsil istenilmesi mümkündür. Mülga BK'nun 83. maddesinde sayılan yollardan birini seçen alacaklının, artık bu tercihinden dönmesi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda, dava dilekçesinde alacağın yabancı para üzerinden tahsili istenildikten sonra davacı vekili, 15.01.2013 tarihli oturumdaki beyanıyla söz konusu meblağın TL karşılığına hükmedilmesini istemiştir. Bu itibarla, mahkemece davacı tarafın, dava dilekçesinde tercihini yabancı para üzerinden tahsil olarak kullandığı dikkate alınarak yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde bu tercihinden dönemeyeceğinin kabulü ile sonucuna göre karar karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka ile borcu üstlenen T.. T.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı banka-borcu üstlenen T.. T.. yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 27.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.