Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12260 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5576 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA BATI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/11/2012NUMARASI : 2010/232-2012/577Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/11/2012 tarih ve 2010/232-2012/577 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/06/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M.. A.. ile davalı vekili Av. İ.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl davada, 23.11.2003 tarihinde müvekkilinin, davalının malik ve sürücüsü olduğu dolmuştan inerken davalının hareket etmesi sonucu dengesini kaybederek düşüp yaralandığını, olayın meydana gelmesinde davalı tarafın tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, ıslah dilekçesiyle birlikte 26.450 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; asıl davada verilen kararın bozulması sonrasında açılan birleşen davada ise bozmadan sonra yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporu uyarınca müvekkilinin 69.617,96 TL iş gücü kaybı zararının bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu ilk davada talep edilen 26.452,00 TL maddi tazminattan geriye kalan 43.963,00 TL maddi tazminatın haksız eylem tarihi olan 23.11.2003 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, olayda kusurun tamamen davacıda olduğunu, istenen tazminatın fahiş olduğunu, yalnız müvekkili tarafından temyiz edilen kararın, davalı lehine bozulmasından sonra yeniden verilecek kararda usuli müktesep hak kuralı gereği bozulan önceki karardan daha fazla bir tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığını savunarak, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir. Mahkemece, davalının tam kusuru ile meydana gelen olayda, davacının % 30 oranında vücut gücünde kazanma kaybına uğradığı gerekçesiyle toplam 25.964,15 TL maddi, 20.000 manevi tazminatın 23.11.2003 olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın, maluliyet oranı ve iş göremezlik tazminatı yönünden davalı yararına bozulması sonucu mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu olay tarihinde davalının 8/8 oranında kusuru ile meydana gelen kaza neticesinde davacının, %49,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, bu olay nedeni ile davacının davalıdan 69.617 TL maddi tazminat talep edebileceği gerekçesiyle maddi tazminat istemine ilişkin asıl ve birleşen davaların kabulü ile 69.617 TL maddi tazminatın kazanın meydana geldiği 23/11/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Asıl ve birleşen davalar, davalının malik ve sürücüsü olduğu araçta yolcu olan davacının meydana gelen kaza sonucu yaralanması nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.Asıl davada mahkemece, davalının tam kusuru ile meydana gelen kaza sonucu davacının % 30 oranında vücut gücünde kazanma kaybına uğradığı gerekçesiyle toplam 25.964,15 TL maddi, 20.000 manevi tazminatın 23.11.2003 olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar maluliyet oranı ve iş göremezlik tazminatının hesaplanması yönlerinden davalı yararına bozulmuştur.Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davacının, kaza nedeniyle % 49,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği belirlenmiş ve bu maluliyet oranına isabet eden iş gücü kaybı zararı 69.617 TL olarak hesaplanmıştır.Davacı tarafça hesaplanan bu zarar miktarı esas alınarak, asıl davada talep edilen maddi tazminattan geriye kalan kısım için ek dava niteliğindeki birleşen dava açılmış, mahkemece yazılı gerekçe ile % 49,2 maluliyet oranına göre yapılan hesaplama sonucu asıl ve birleşen davalardaki maddi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece asıl davada verilen kararın, davalı taraf temyizi üzerine davalı taraf yararına bozulması sonrasında bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu verilecek olan yeni karar ile davalının bozmadan önce verilen ilk karar ile lehine doğmuş hukuki durumun ortadan kaldırılmaması veya ağırlaştırılmaması gerekmektedir.Bir başka anlatımla, bozmadan sonra verilecek yeni karar ile bozma ilamı ile taraflar yararına doğan usuli kazanılmış hakların korunması gerekmektedir.Buna göre somut olayda, bozma öncesi mahkemece davacının vücut gücünde % 30 oranında azalmaya ilişkin olarak yapılan tespitin davalının temyizi üzerine bozulması nedeniyle bozma sonrası yapılan yargılamada davacının vücut gücündeki kaybın anılan oranın üzerinde bir oran olan % 49,2 olduğunun tespiti halinde dahi ilk kararın, davalının temyizi sonucu bozulduğu nazara alınarak davalının maluliyet oranı konusundaki usuli kazanılmış hakkı gözetilerek, davacının uğradığı maddi zararın yazılı şekilde % 49,2 oranından değil, % 30 oranından hesaplanması gerekmektedir.Bu durumda davacının uğradığı iş gücü kaybı zararının hesabında davalının bozma ilamı ile doğan usuli kazanılmış hakkı uyarınca % 30 maluliyet oranının esas alınması ve bu oran nazara alınarak uğranılan maddi zararın, bu konuda yerleşik içtihatlar uyarınca bilinen dönem için hesaplandığı yıllarda geçerli olan net asgari ücretler, bilinmeyen dönem için ise gerekli artış ve iskontolar uygulanmak suretiyle yapılacak tazminat hesabına göre tespit edilmesi gerektiğinden, bulunacak tazminat miktarı bozma öncesinde hüküm altına alınan tazminat miktarını aşabileceğinden davalının tazminat miktarı konusunda değilse de maluliyet oranı konusunda kazanılmış hakkı bulunduğu nazara alınarak, asıl ve birleşen davalarda istenen iş gücü kaybı zararının, % 30 maluliyet oranına göre yapılan hesaplama sonucu bulunacak miktar esas alınarak asıl ve birleşen davalarda buna göre karar verilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldırıcı şekilde % 49,2 maluliyet oranına isabet eden tazminat miktarına göre karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.3-Öte yandan, davaların birleştirilmesi halinde sadece bunların yargılaması birlikte yürütülmekte olup, her dava bağımsız karakterini koruduğundan mahkemece, her dava için ayrı ayrı hüküm kurulmalı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti her dava için ayrı ayrı belirlenmelidir.Somut olayda söz konusu usul kuralına aykırı şekilde asıl ve birleşen dava ayrımı yapılmadan tek bir hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.