Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12257 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13267 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/03/2012NUMARASI : 2009/91-2012/135Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/03/2012 tarih ve 2009/91-2012/135 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/06/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. E.. S.. ile davalı vekili Av. I.. B.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan nakliye sözleşmesinin müvekkili tarafından feshedildiğini, davalı tarafından söz konusu sözleşmeye dayalı olarak yapılan taşıma işleri nedeniyle taraflar arasında yıllara dayanan bir cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, davalının yaptığı taşımalar sırasında sözleşmeye aykırı olarak taşınan araçlara verdiği zarar nedeniyle müvekkilinin alacağının meydana geldiğini, davalının bütün görüşme ve bildirimlere rağmen oluşan alacağı ödemediği gibi yapılan icra takibine karşı da haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek, davalının takibe vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının varlığını iddia ettiği zararı ispatlayamadığını, taşıyıcı olan müvekkilinin sözleşme devam ettiği sürece görevini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddine ve davacının % 40 tazminat ödemesine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket şoförleri tarafından tutulan ve davalı tarafça itiraz edilmeyen hasar tutanakları baz alınarak yapılan hesaplama uyarınca davanın kısmen kabulünün gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile davalının takibe yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 13.853,76 Euro asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte devamına, alacak likit olmadığından davacının % 40 icra inkar tazminatı istemi ile davalının reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasında mevcut Nakliye Sözleşmesi uyarınca davalı tarafça yapılan taşımalar sırasında taşınan davacı araçlarına verilen zararlar nedeniyle doğan davacı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında 07.09.2004 tarihinde akdedilen Nakliye Sözleşmesi uyarınca davalı taraf, davacıya ait araçların taşınması işini üstlenmiş olup, bu sözleşme 07.09.2008 tarihinde feshedilmekle davacı, taraflar arasında yıllara Dayanan cari hesap ilişkisinin doğduğunu, davalının sözleşmeye aykırı olarak taşınan araçlara zarar verdiğini, davalı firmanın davacı nezdindeki cari hesabında 31.10.2008 tarihi itibariyle 14.902,50 Euro borç bakiyesi bulunduğunu ileri sürerek, sözkonusu miktarın tahsilini istemiştir. Taraf defterleri ve dosya üzerinde yaptırılan incelemeler sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında, davacının davalıdan talep ettiği hasar bedellerine ilişkin faturaların iki grup halinde düzenlendiği, birinci grupta yer alan 3 adet, toplam tutarları 9.798,09 Euro olan faturaların davalıya gönderildiği ancak davalı tarafından 19.09.2008 tarihli iade faturası ile söz konusu 3 adet faturanın iade edildiği, 19.09.2008 tarihli iade faturasının 6762 sayılı TTK'nın 23. maddesinde düzenlenen 8 günlük faturaya itiraz süresinde düzenlenip düzenlenmediği hususunun tespit edilemediği; ikinci grupta yer alan 11 adet, toplam tutarları 5.114 Euro olan faturaların ise davalı defterlerinde hiç yer almadığı, davalıya teslim edilip edilmediği ve hangi tarihte teslim edildiği hususlarının ise ispatlanamadığı belirtilmiştir. Davacı taraf alacağını dayandırdığı faturaların, davalı tarafından taşınırken hasarlanan araçların onarım bedellerine ilişkin olduğunu iddia etmiş ancak söz konusu faturaların davalı tarafa tebliği ile davalı tarafça 6762 sayılı TTK'nın 23. maddesi uyarınca itiraz süresi içinde itiraz edilmediğini kanıtlayamadığı gibi davalı tarafından hasar tespit tutanaklarındaki sürücü imzalarının sürücülere ait olup olmadığı hususunun belli olmadığının da ileri sürülmüş bulunmasına rağmen bu husus üzerinde de durulmamıştır.Bu durumda davacı tarafından hasar onarım faturalarına dayalı olarak alacak isteminde bulunulmuş olmasına göre, dayanak faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini ve davalı tarafça itiraza uğramadığını ispatlaması gerekmektedir.Bunu ispatlayamadığı takdirde ise alacak isteminin dayanağı olan hasar tespit tutanaklarının geçerliliği üzerinde durulması gerekli olup, davalı tarafça hasar tespit tutanaklarına karşı itiraz edildiğinden, bu husustaki davalı itirazlarının da incelenerek sonucuna göre davalının yaptığı taşımalar sırasında taşınan araçlara hasar verdiğine ilişkin davacı iddiasının açıklığa kavuşturulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.