Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1224 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 9739 - Esas Yıl 2002





Taraflar arasında görülen davada (Beyoğlu Asliye ikinci Ticaret Mahkemesi)nce verilen 12.6.2002 tarih ve 2001/151-2002/292 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin otomobilini davalı sigorta şirketine kasko poliçesiyle sigortaladığını, aracın kazaya uğrayıp pert hale geldiğini, bunun üzerine aracın değerinin (8.000.000.000)TL olarak takdir edildiğini, davalı tarafından toplam (3.633.660.000)TL'nin dain ve mürtehin İ.... Bankasına ödendiğini, geri kalan kısmın tahsili için girişilen icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya ait aracın kazadan önceki değerinin (8.000.000.000)TL kaza sonrasındaki hurda değerinin (4.200.000.000)TL olarak belirlendiğini, hurda bedeli düşüldükten sonra bakiye (3.633.000.000)TL'nin dain ve mürtehine ödendiğini, hurdanın da, sigortalıya ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflarca sunulan kanıtlara göre, uyuşmazlığın, sigortalı aracın davacı sigortalıya bırakılması ile araç bedelinin ne miktarda olacağı noktasında toplandığı, yaptırılan bilirkişi incelemesinde, sigortalı aracın pert değerinin (4.200.000.000)TL değil (3.000.000.000)TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, itirazın (1.215.780.822)TL üzerinden iptaline, fazla istemlerin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, kaza sırasında pert olan kasko sigortalı aracın kime bırakılacağı ve hurda bedelinin tazminattan düşülüp düşülmeyeceği noktasında toplanmıştır. Dosya içerisinde bulunan Poliçe Genel Şartlarının 3.3.1.2.1.maddesi hükmü uyarınca "onarım masrafları, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur" hükmü öngörülmüştür. Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere davalı sigorta şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup, sigortalı araç hurdasını sigorta ettirenin kendisine verilmesi istenmedikçe, sigortacı tarafından davacı sigorta ettirenin uhdesinde bırakıp, hurda bedelini tazminattan düşmesi olanaklı değildir. Zira, kasko sigortasında aslolan amaç zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır. Yukarıda açıklamalar karşısında mahkemece, davacının uğradığı zararın tümüne hükmetmek gerekirken, araç hurdasının davacı sigortalıya bırakılarak hurda bedelinin tazminattan düşülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. 2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; yukarıda açıklanan bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek bulunmamıştır. Sonuç: Yukarıda (1) No'lu bentte yazılı nedenlerle, kararın davacı yararına (BOZULMASINA), (2) no'lu bentte yazılı bulunan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 275.000.000.-TL duruşma vekillik ücretinin Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 21. maddesi gereğince KDV'si ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 18.2.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.