MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30.09.2014 tarih ve 2012/118-2014/209 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK'nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin kendisine ait şişe tasarımının tescili amacıyla 2011/01949 no ile ... nezdinde başvuruda bulunduğunu, başvuruya davalılardan ... tarafından itiraz edildiğini ve itirazın kabul edilerek başvurunun reddine karar verdiğini oysa, müvekkili tasarımı ile davalı şirkete ait ''...'' şişe tasarımı arasında bariz farklılıklar bulunduğunu, ''...'' şişesinin boyun kısmı omuz baş bölgesine yakın bir bölgeye genişleyerek inerken, müvekkili tasarımının 90 derecelik bir açıyla aşağı indiğini, davalıya ait ürünün yüzeyi pürüzsüzken, müvekkiline ait şişenin temel karakteristiğinin gövdeyi saran ve su damlasını çağrıştıran kabarcıklar olduğunu, iki tasarım arasında genel görünüm farklılığı bulunduğunu ve tek benzerliğin her iki şişenin bel kısımlarının içe doğru kavisli olması olup, bu benzerliğin de müvekkilinin tescil talebinin reddi için yeterli olmadığını, şişenin işleve ve seri üretime uygun olması gerektiğinden tasarımcıların sınırlı seçenek özgürlüğüne sahip olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların kabul edilebilir nitelikte olması halinde başta davalının şişe tasarımının tescil edilmemesi gerektiğini ileri süerek, ... YİDK'nun 09/04/2012 tarih ve 2012/T-285 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ....'nin sehven davalı olarak gösterildiğini, asıl davalının .... olduğunu, bu nedenle ....'nin davalı konumundan çıkartılarak, ....'nin HMK'nın 124. m. uyarınca davalı olarak kabulünü talep etmiştir. Davalı ... vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ... vekili, davacının şişe tasarım başvurusuna müvekkilinin değil,....'nin itiraz ettiğini, itiraza mesnet tasarımların da bu şirkete ait olduğunu, bu nedenle müvekkili yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuş, itiraz sahibinin unvanının belli olup, davacının davayı müvekkiline yöneltmesinde kusurlu olduğunu beyan ederek davacının taraf değişikliğine ilişkin talebine itiraz etmiştir.Davalı .... vekili, dava konusu tasarımın müvekkilinin önceki tarihli tescilli ve ödüllü tasarımlarının varlığı karşısında yeni ve ayırt edici olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı başvurusundaki farklılıkların genel görünümde önceki tasarımdan belirgin bir farklılık yaratmadığı, değişikliklerin küçük farklılıklar olduğu, .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2012/189 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen raporun, tasarıma tecavüz davası ile ilgili olup, piyasaya sunulan, fiilen kullanılan, etiketlenmiş, kapak kısmı renkli olarak düzenlenmiş şişe üzerinde yapılan bir inceleme olup, bu davada ise, tasarım başvurusunda bulunulan şişe tasarımı üzerinden inceleme yapıldığı, her davanın kendi somut koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiği, davanın YİDK karar iptali davası olup, YİDK kararı tarihi itibariyle mevcut duruma, şartlara, delillere ve başvurudaki tasarıma göre inceleme yapılması gerektiğinden ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nde alınan raporla bağlı kalınmayacağı, yapılan yargılama sırasında alınan ilk bilirkişi raporunun yenilik ve ayırt edicilik incelemesi yönünden tasarım hukukuna uygun olarak yapıldığı ve fiilen kullanımda olan değil, başvurudaki tasarım konusunun yeni ve ayırt edici olup olmadığı yönünde değerlendirme içermesi nedeniyle bu rapora itibar edildiği, bu itibarla dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı gerekçesiyle, davanın reddi ile HMK'nın 124/son maddesi gereğince taraf olmaktan çıkartılan ...'nin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle lehine yargılama gideri ve bu giderlerden olan vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, tasarım başvurusunun reddine dair ... YDİK kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı tarafın ilk bilirkişi raporuna itirazı ve dava konusu tasarımla ilgili olduğu ileri sürülerek işbu dosyaya da ibraz edilen .... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2012/189 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu uyarınca yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek ikinci bir bilirkişi raporu alındıktan sonra, ilk raporun başvurudaki tasarımlar incelenerek fiilen kullanımda olan değil, başvurudaki tasarım konusunun yeni ve ayırt edici olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılması nedeniyle tasarım hukukuna uygun olduğu gerekçesi ile hükme esas alındığı belirtilmiştir. Ancak, 6100 sayılı HMK'nın 282. (1086 sayılı HUMK'un 286. ) maddesinde belirtilen hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği hükmünü, hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlamak gerekir. Bu itibarla, mahkemece alınan ilk bilirkişi raporu yeterli bulunmayarak ikinci bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildikten sonra yeniden yetersiz bulunan ilk rapora dayalı olarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.