Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12224 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4798 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18.12.2014 tarih ve 2014/802-2014/452 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, davalının müvekkillerine ait veteriner kliniğinden yasal haklarını alarak ibranameli şekilde ayrıldığını, daha sonra ... isimli veteriner kliniğini kurduğunu ancak, bu klinikte haksız rekabet yaratacak şekilde müvekkillerinin giderilmesi mümkün olmayan zararlara uğramasına neden olduğunu, bu kapsamda 1989 yılından itibaren düzenli tutulan hasta kayıtlarının yer aldığı ve müvekkili ... tarafından hazırlanan, tescilli markası ...nin logosunun yer aldığı hasta takibi bilgisayar programından hasta kayıtlarının kopyasını, hatta bilgisayar programının tamamını suç teşkil edecek şeklide rıza dışı aldığını, kurduğu şirketin müşterilerine e-mail ve mektuplarla hasta kayıtlarının kendi kliniğinde de olduğunu belirterek kliniğine müşteri olarak çekmeye çalıştığını, müvekkillerine ait kliniğin kapandığı şeklinde iddialar ortaya attığını, davalının bu eylemlerinin delil tespiti yoluyla tespit edildiğini ve konu hakkında suç duyurusunda da bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ibraz ederek maddi tazminat istemini 7.804,79 TL'ye yükseltmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davacı iş yerinde kuruluş tarihi olan 1989 yılından bu yana çalıştığını ancak, haksız olarak işten çıkarılması nedeniyle alacak ve hizmet tespiti davaları açtıklarını, müvekkilinin bir süre sonra kendine ait kliniği açtığını, davacının iş yerinde uzun süre çalıştığı için müşterilerle tanıştığını ve pek çoğunun da müvekkilinin kendi çevresi ve müşterisi olduğunu, işten ayrıldıktan sonra da bu müşterilerin müvekkilinin kliniğine geldiklerini zira, veterinerliğin kişiye sıkı sıkıya bağlı bir meslek olup, müşterilerin kişi tercihi yaptıklarını, davacı iş yerinde müşteri bazında azalma olduysa buna davacının kendisinin sebep olduğunu, müvekkilinin iş yerinin açılmasından sonra tanıtıcı olarak kendi müşterilerine ve çevresine mektup gönderme, e-mail yazışmaları yapmanın haksız rekabet oluşturmayacağını, davacı iş yerine ait bazı bilgilerin müvekkilinde bulunmasının bir zorunluluk olup, zaten bunların davacı tarafça kendisine verildiğini, bilgisayar programının davacı tarafa ait olmadığını, kaldı ki müvekkilinin davacının programını da kullanmadığını, talep edilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, davacı iş yerinde çalışırken haksız olarak işten çıkarıldığı, tazminat tutarlarını almadığı, buna dayalı iş davaları açtığı ve ayrılma anında ibraname ile tüm haklarının ödendiğinin kanıtlanamadığı, kar marjı ve fiyat politikaları gibi bilgilerinin edinilmesi ve bunlardan yararlanmalarda kural olarak hukuka aykırılık bulunmadığı, davalının aynı sektörde davacı müşterilerinden farklı kişi ve kurumlarla ilişkiye girmiş ve bu bilgilerden de söz konusu kişi ve kuruluşlarca olan ilişkilerinde yararlanmış olması halinde haksız rekabet oluşmayacağı, davalının edindiği bilgileri bizzat davacının portföyü ile kurulan ilişki sırasında kullanması, bu suretle davacının müşterilerinin bazılarını kendi portföyüne katması ve bu şekilde davacının zararına hareket edilip edilmediğinin haksız rekabetin tespitinde göz önüne alınması gerektiği ancak, ceza yargılamasında davalının, davacı iş yerinden 05/12/2003 tarihinde ayrılarak Elephant isimli kliniği açıp, yeni kliniğe daha önce bilgisayarda kayıtlı hasta takip bilgisayar programını da müşteri listesiyle birlikte kopyalayarak götürdüğüne yönelik bilişim hırsızlığı suçunun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği ayrıca, aynı ceza dosyasında dinlenen Aydın Saka'nın programın telif haklarının kendisine ait olduğunu, başka veteriner hekimlerinin de bunu kendi kliniklerinde kullandıklarını, taraflar bir arada çalışırken programın her üç ortağın da bilgisayarına yüklediğini beyan ettiği, bu itibarla davacının haksız rekabet oluşturan davalı eylemlerini kanıtlayamadığı, davalının davacı şirkette çalıştığı sırada edindiği bilgi ve tecrübeleri daha sonra kendi firmasında kullanmasının kendisini geliştirme, yenileme hakkı ve çalışma özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacılardan ...'in dava tarihinde gerçek kişi tacir sıfatıyla ticari faaliyetini devam ettirdiğine dair bir iddia ileri sürülüp kanıtlanamadığına ve anılan davacının bu faaliyetini diğer davacı şirketin kurucu ortağı sıfatıyla devam ettirdiğinin anlaşılmış bulunmasına göre, davacı ...'in işbu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar vermek gerekirken, anılan davacı yönünden de işin esasına girilerek esastan ret kararı verilmesi doğru değil ise de, mahkemenin davacı ... yönünden temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan ret kararının HUMK'nın 437/7. maddesi gereğince anılan davacı yönünden açıklanan bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.2- Davacılar vekilinin davacı şirket yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, her ne kadar, davacı şirket davalının diğer davacı gerçek kişi ile birlikte kurdukları iş yerinden ayrıldıktan sonra kurularak faaliyete geçirilmiş ise de, uyuşmazlık konusu program içerisindeki müşteri bilgilerinin hali hazırda davacı şirkete ait olduğu anlaşıldığına göre, davacı şirketin işbu davada aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Uyuşmazlık, davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 57/8 maddesi uyarınca hüsnüniyet kaidelerine aykırı olarak elde edilen veya öğrenilen imalat veya ticaret sırlarından haksız yere faydalanmak ve ticari hayatta dürüstlüğe aykırı davranış suretiyle haksız rekabet oluşturur. Somut olayda da, davacı şirkete devredilen müşteri bilgilerine ilişkin iş mahsulünün hasta isim ve adresleri, muayene periyodu, aşı günleri vb. gibi nitelikli bilgilerden oluştuğu anlaşılmakta olup, görüşüne başvurulan bilirkişi heyetince de belirtildiği üzere, bu bilgilerin davacıdan izinsiz olarak kullanılması haksız rekabet oluşturur. Bu durumda, mahkemece uyuşmazlığın yukarıda açıklandığı şekilde nitelendirilmek suretiyle çözümlenmesi gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün anılan davacı yönünden bu bentte değişik gerekçe ile ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin davacı şirket yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı şirket yönünden BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı ....'ye iadesine, alınmadığı anlaşılan 27,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ...'den alınmasına, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.