Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12221 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5738 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ÇORUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2010/250-2013/128Taraflar arasında görülen davada Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16.04.2013 tarih ve 2010/250-2013/128 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin "Kaşıkçı" ismi ve logosunu 11/06/2003 tarih ve 2003/14649 sayılı tescil belgesi ile tescil ettirdiğini ve tescilli markasını ürettiği değirmen makineleri üzerinde kullandığını, müvekkili şirkete ait olan bu marka hakkına davalı tarafından tecavüz edildiğini davalının Kaşıkcı ismini ve logosunu ürettiği makinelerde ve diğer iş evrakında iltibasa neden olacak şekilde kullanmakta ve bu makineleri 3. kişilere sattığını, bu fiillerin 556 sayılı KHK’nın KHK'da hukuk ve ceza davaları ile yaptırıma bağlandığını, 556 sayılı KHK’nın 9. maddesi (1) b'de sahibinin izni olmaksızın markayı yahut ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmanın marka hakkına tecavüz olarak nitelendirildiğini, 556 sayılı KHK’nın 61. maddesi (1) a'da ise markanın 9. maddenin ihlali şeklinde kullanılmasını marka hakkına tecavüz olarak nitelendirildiğini, davalının müvekkili şirkete ait markaya yaptığı bu tecavüzün delilleri Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/157 D.İş sayılı doyası ile tespit edildiğini, bu nedenle davalının işyerindeki kaşıkçı işaretinin ve logosunun makineler üzerinde kullanılmasının durdurulmasına, işaretin kullanılmaya devam edilmesi halinde kaşıkçı işareti ve logosunun bulunduğu tüm makinelere el konulmasına, esasa ilişkin olarak markaya tecavüz fiillerinin durdurulmasına, bu anlamda olmak üzere davalının ürettiği makineler ve davalının iş evrakındaki "KAŞIKÇI" işaretinin ve logosunun kaldırılmasına, markaya tecavüz oluşturan etiketlerin ve ibarelerin silinmesi ve imhasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere lisans örneksemesi yolu ile hesap edilecek 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporlarına göre, davanın kısmen kabulü ile, davacının markasına yapılan tecavüzün men'ine, davalının ürettiği makineler ve davalının iş yerindeki Kaşıkçı işaretinin ve logosunun kaldırılmasına, tecavüz oluşturan etiketlerin ve ibarelerin silinmesi ve imhasına, karar kesinleştiğinde masraflar davalı tarafa ait olmak üzere kararın ilanına, 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, markaya tecavüzün önlenmesi ve maddi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarınca tescilli bir markanın ayırt edici karakterinin değiştirilmeksizin markanın farklı unsurlarla kullanımı yasal kullanım sayılır. Somut uyuşmazlıkta davalı adına tescilli marka “A.. K.. Makine Sanayi+şekil” ibarelerinden oluşmakta iken, davalı tarafça “A.. K..+şekil” olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalının tescilli markasında yer alan “Makine Sanayi” ibaresi tescilli markanın asli unsurları niteliğinde olmayıp, tali unsuru niteliğinde bulunduğundan, bu unsurların yer almadığı kullanım 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinde ayırt edici karakterinin değiştirilerek kullanımı sonucunu doğurmaz. Öte yandan uyuşmazlık konusu kullanım şekli davacının adına tescilli olan “Kaşıkcı+şekil” markası ile iltibas oluşturacak şekilde ve benzer nitelikte kullanım olarak da kabul edilemeyeceğinden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.