MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.12.2014 tarih ve 2014/861-2014/459 ayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile işbu dosyadan tefrik edilen davalı ....'nin ...'dan gelecek olan 1195 adet egzotik değişik tür ve cinsteki fidanların nakliyesi hususunda anlaştıklarını, ....'nin de nakliye işini davalı ....'ye verdiğini, fidanların 28/04/2011 tarihinde müvekkili fidanlığına getirildiğinde tamamının klima açılmadığından yandığı-pörsüdüğü, ekonomik değerinin kalmadığını anlayan müvekkilinin fidanları teslim almadığını, davalı tarafa, sigorta eksperine haber verdiğini ve mahkeme aracılığıyla tespit yaptırdığını, tırın yolculuk esnasında soğutmalı havalandırma sisteminin çalışmaması nedeniyle 1105 adet fidanın sıcağa maruz kalarak büyüme sürgünlerini kaybettiği için tamamının zayi olduğunu, müvekkilinin zayi olan fidanlardan dolayı önceden anlaşılan edimlerini yerine getiremediği gibi, ödediği bedeli ve yaptığı masrafları da alamadığını, zararların giderilmesi için 13/10/2011 tarihinde davalıya ihtarname gönderilmesine rağmen, davalı tarafından talep edilen zararın giderilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 126.520,00 TL'nin delil tespit tarihi olan 28/04/2011 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının husumet ehliyetini ispatlayamadığını, delil tespiti raporunun müvekkiline tebliği edilmemesi nedeniyle aleyhine delil oluşturmayacağını, hasarın salt ısıdan kaynaklanmadığını, bağımsız ekspertiz raporundaki tespitler uyarınca hasarın meydana gelmesindeki sebeplerden birinin de malların gönderici adresinde hazır olmasına rağmen alıcının emtiaları geç aldırması olduğundan CMR'nin 17/2-4 maddeleri uyarınca müvekkilinin sorumluğunun bulunmadığını kaldı ki, müvekkili sorumlu tutulacak ise, sorumluluğunun CMR'nin 23. maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiğini, emtiaların da eski hale getirilebilir nitelikte olup, alıcının subjektif menfaati nedeniyle tüm malın hasarlı olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davacı taleplerinin CMR'nin 24. maddesine aykırı olduğunu zira, davacının zarar oranında tenkise gitmediği gibi, işbu maddeye aykırı zarar kalemleri de talep ettiğini, faiz oranı ve faiz başlangıç tarihinin de CMR'nin 27. maddesine aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hasarın, taşımacının tırdaki soğutucu sistem arızasından veya çalıştırılmamasından ortaya çıkan ağır ihmali ve alıcının taşınacak emtiayı yükleme yerinden 10 gün geç teslim almasının ve 6-7 gün süreceği bilinen yolculuk boyunca, tır içinde kapalı bulunan bitkilerde hasıl olacak gelişmeleri tahmin etmede basiretli bir tacirden beklenen dikkati gösterememesi nedeniyle oluştuğu ve bu itibarla, hasardan tarafların% 50 oranında sorumlu oldukları, bitkiler bir yıllık bakıma alınarak hasar kısmen telafi olunabileceğinden tam ziya değil, kısmi ziyanın olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 75.107,18 TL'nin 28/04/2008 tarihinden itibaren değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, işbu dosyadan tefrik edilen ve derdest olan dosyada mükerrer ödeme hususunun göz önüne alınmasına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, uluslararası kara yolu ile eşya taşımasından kaynaklanan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkin olup, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece ikinci bilirkişi heyetinin düzenlediği rapor benimsenmek suretiyle bu rapora göre hüküm kurulmuş ise de, yargılama sürecinde görüşüne başvurulan ilk bilirkişi kurulu raporu ile ikinci bilirkişi kurulu raporu arasındaki çelişki giderilmeden ve ikinci rapora neden itibar edildiği hususu yeterince açıklanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.