MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/09/2014 tarih ve 2014/1164-2014/310 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin hamili olduğu ... Şubesi'ne ait, keşidecisi ... olan, 30/01/2014 keşide tarihli, 200.000,00 TL bedelli çekin zayi olması nedeniyle iptali için dava açıldığını ve ödeme yasağı kararı verildiğini ancak, davalının ihtiyati haciz kararı aldığını ve icra tehdidi ile de çek keşidecisinden parayı tahsil ettiğini, çeki tahsile koyan davalının çeki yasal yollardan elde etmediğini, kötü niyetli olduğunu, çekin, arkasında cirosu bulunan ... (Arı Tarım)'a karşılığında ham ayçiçek yağı almak üzere 21/08/2013 tarihinde verildiğini, bilahare 30/08/2013 tarihinde geri alındığını, davalının ... ile herhangi bir ticaretinin bulunmadığını, kayıp olan çeki haksız bir şekilde tahsil eden, böylece haksız kazanç sağlayan davalının tahsil ettiği parayı iade etmesi gerektiğini ileri sürerek, 200.000,00 TL çek bedelinin ve tüm fer'ilerinin tahsil tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu çekin ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, çekin bankaya ibrazında tedbir kararı olduğunun görüldüğünü, bunun üzerine müvekkilinin ihtiyati haciz kararı aldığını, icra takibi başlattığını ve takibin kesinleştiğini, keşideci şirkete hacze gidildiğini ve keşideci tarafından tüm borcun kabul edilerek icra dosyasına yatırıldığını, müvekkilinin iyi niyetli 3. şahıs olup, usulüne ve hukuka uygun olarak çeki tahsil ettiğini, keşideci borcu kabul ederek ödediğinden davanın konusuz kaldığını ve davacının kendisinin ödemediği bedeli talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, çekin hamilinden istirdatı için davacının çeki elinde bulunduran davalının iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği ancak, davacının bunu ispatlayamadığı, her ne kadar tanık deliline dayanmış ise de, tanıkların davalının çeki iktisabında kötüniyetli ya da ağır kusurlu olduğunu değil, çekin davacıya tesliminden sonra tekrar Hasan Aydın'a iade edildiği hususuna yönelik tanıklar olduğundan dinlenilmeleri cihetine gidilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, davanın yukarıda açıklanan hukuki niteliği itibariyle kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.