MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/12/2012NUMARASI : 2010/359-2012/318Taraflar arasında görülen davada İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/12/2012 tarih ve 2010/359-2012/318 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar N.. Ş.., R.. D.. ve E.. Ö.. vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.06.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. Ö.. G.., davalılardan N.. W.., R.. D.. ve E.. Ö.. vekili Ö.. Ça.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, faaliyet konusu yat işletmeciliği olan şirketin bu faaliyetini yerine getirebilmesi için yaptırılan 33.87 metre boyunda 177 grostonluk, Nautilus adlı ticari yatın inşaatı sırasında tüm birikimini buna harcadığını, bu nedenle davalı şirketten 637.000 TL. alacaklı olduğunu, 07/06/2010 günlü ortaklar kurulu kararı ile müvekkilinin imza yetkisinin kaldırılıp, davalılardan R.. Tibor Delusi ve T.. M..'in münferit imza ile yetkili kılındığını, amacın müvekkilini şirketin idare ve temsilinde devre dışı bırakmak olduğunu ileri sürerek, 07/06/2010 tarihli ortaklar kurulu kararının iptalini, 637.000 TL.'nin davalı şirketten reeskont faiziyle birlikte tahsilini, 105.000 TL. ortaklıktan ayrılma payının da alınması suretiyle davalı şirketten çıkmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, davacının şirkete ait Nautilius adlı yatın giderlerinin çoğunu karşıladığı ve şirkete para verdiği iddialarının doğru olmadığını, tüm ortakların payları oranında geminin inşaatına katkıda bulunduklarını, ortaklar kurulu kararının da hukuka aykırı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar savunmada bulunmamıştır.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, ortaklar arasında şirketin uyum içinde faaliyetinin devam edebilmesi için gerekli güven duygusunun ortadan kalktığı, bu nedenle davacının çıkma talebinin haklı nedenlere dayalı olduğu gerekçesiyle davacının alacak talebinin kabulü ile 637.000 TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, davacının ortaklıktan ayrılma payı olarak 105.000 TL.'nin de davalı şirketten alınıp davacıya verilmesine, davacının davalı şirketten çıkmasına izin verilmesine, davalı şirketin 07/06/2010 tarihinde yapılan ortaklar kurulu kararının iptali konusuna bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davalılar N.. W.. Yatçılık Ltd. Şti., R.. Deluse ve E.. Ö.. vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, davalı şirketin 07/06/2010 tarihli ortaklar kurulu kararının iptali, (637.000) TL'nin davalı şirketten tahsili, (105.000) TL. ayrılma payının da alınması suretiyle davalı şirket ortaklığından çıkılmasına izin verilmesi istemlerine ilişkindir. Bu istemler bakımından davalı şirket ortaklarına husumet yöneltilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, mahkemece gerçek kişi davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de buna göre takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, davalılar R.. Deluse ve E.. Ö.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre davalılar R..Deluse ve E.. Ö.. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. 3- Davalı N.. W.. Yatçılık Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkemece davacının ortaklıktan çıkma payı olarak sadece davalı şirket nezdindeki hissesinin nominal bedeline hükmedilmiş bulunmasına göre, davalı N.. W.. Yatçılık Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.4- Mahkemece davacının davalı şirkete ödünç olarak verdiği para miktarı tespit edilirken, davalı şirket defter ve kayıtları esas alınarak karar verilmiştir. Oysa, 2007-2010 yılları defterlerinin usulsüz tutulduğundan davalı şirket lehine delil olmayıp aleyhe delil olması mümkün ise de, 07.06.2010 tarihinde görevden azline karar verilinceye kadar davalı şirket defterlerinin şirketin münferit temsile yetkili müdürlerinden olan davacının uhdesinde bulunduğu da sabittir. Nitekim, davalı şirket tarafından keşide edilen 22.09.2010 tarihli ihtar ile davacıdan nezdinde bulunan defterleri iade etmesi istenmiştir. Dolayısıyla, davacının uhdesinde iken tutulan kayıtların davacı lehine delil olmaları da mümkün değildir. O halde, sadece defter ve kayıtlardan hareketle davacının davalı şirketten alacaklı olduğu miktar tespit edilemez. Bu durum karşısında, mahkemece davalı şirket defter ve kayıtlarından başka delillerin incelenmesi suretiyle davacının davalı şirketten alacaklı olup olmadığının tespit edilmesi ve yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahil bu incelemenin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar R.. Deluse ve E.. Ö.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar R.. Deluse ve E.. Ö.. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Nord Winds Yatçılık Ltd. Şti. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Nord Winds Yatçılık Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davalı şirket yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekler halinde temyiz edenlere iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.