Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12212 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8842 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ...Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/10/2013 tarih ve 2011/57-2013/232 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yetkili servis sözleşmesi akdedildiğini, davalının tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zararının oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL zararın ve banka hesaplarından fazlaca çekilmiş olan 1.858,79 TL'nin, ayrıca stoklarında bulunan yedek parçaların iade alınarak bedellerinin tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile yedek parçalarla ilgili zararını 121.103,13 TL, faaliyet zararını 16.686,76 TL olmak üzere toplam 137.789,29 TL olarak belirterek, toplam talebinin 139.563,74 TL olduğunu belirtmiştir.Davalı- karşı davacı vekili, asıl davanın reddini, karşı davada ise servis sözleşmesi feshedildikten sonra da yetkili servis tabelasını ve yetkili servis ibaresini kullanmaya devam ettiğini, müvekkili şirketin müşteri memnuniyeti ilkesi gereğince sorumlu olmadığı halde ticari hayattaki itibarının sarsılmaması için hizmet vermeye devam ettiğinden zarara uğradığı gibi beklenen menfaat ve kararından mahrum kaldığını ileri sürerek, 1.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat ile 4.630,83 TL alacağın tahsilini, davacının ''Tata Yetkili Servis'' ibaresini kullanmamasına, servis izlenimi yaratacak her türlü faaliyete son verilmesine ve haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, her iki taraf defterlerinin de usulüne uygun olduğu, davalı şirketin defter ve kayıtlarına göre davalının davacıdan 4.630,83 TL alacaklı olduğunu, davacının ticari defterlerine göre de davacının davalıdan 1.878,79 TL alacaklı olup aynı tarihte davalının ticari defterlerinde ise 1.773,84 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın 104,95 TL olduğu stoktaki malların satışı ile ilgili olarak 83.782,45 TL tutarlı faturanın tanzim edildiği ve buna karşılık 82.274 TL tutarında çek alındığını, davacının gelir tablosuna göre faaliyet karının 2006 yılında 10.863,46 TL 2007 yılında ise 5.823,31 TL olduğu davacının 2 yılda yıllık ortalama faaliyet karının 8.343,38 TL olduğu, davalı tarafça fesih nedeni olarak gösterilen yükümlülüklere davacının uymadığının ispatına yönelik belgelerin dosyada sunulmadığı, sözleşmenin feshinden sonra davacının fesihten sonra da Tata yetkili servis zannını uyandıracak ibareleri kullanmasını iltibas sureti ile haksız rekabet teşkil ettiği, davcının davalıdan 1.773,84 TL alacaklı olduğu, yedek parçalarla ilgili zararının 121.103,13 TL olduğu ve davacı tarafından talep edilen, firmalarının yetkisi iptal edildiğinden sonra özel ekipman ve aletlerden kaynaklandığı belirtilen 18.750 TL zararı ile taleplerinin ispata muhtaç olduğu, davacının 2 yıllık faaliyet zararının 16.686,76 TL olduğu gerekçesi ile asıl davada davanın kısmen kabulü ile 139.563,74 TL'nin davalıdan bu bedelden 121.103,14 TL'ye ıslah tarihi olan 25.07.2013 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, karşı davanın kısmen kabulü ile davalının ... Yetkili Servis Zannı uyandıracak ibare ve servislerine son verilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.Kararı davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.1- Asıl dava, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesinin davalı- karşı davacı tarafça haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı zarar tazmini ve alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, feshe gerekçe gösterdiği hususları ispat edememiş olması sebebiyle davalının sözleşmeyi feshinin haklı olmadığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesi içeriğinde, müvekkilinin elinde 108.000 TL ederinde atıl duran yedek parça olduğunu, yetkili servis sözleşmesine güvenilerek alınan ve sözleşmenin haksız feshi sebebiyle herhangi bir şekilde elden çıkarılamayan ve servise araç girişi olmadığından kullanılamayan bu yedek parçaların bedelinin kendilerine ödenerek geri alınması gerektiğini ifade etmiş, yargılama aşamasında ise bu yedek parçaları dava dışı ...'ye 121.103,13 TL iskonto ile sattığını ileri sürerek, bu tutarın davalıdan tahsilini ıslahen talep etmiştir. Bilirkişi raporunda, bu satış ile ilgili olarak tanzim edilen 25.12.2009 tarihli 83.782,45 TL tutarlı faturanın davacı-karşı davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, dosyaya ibraz edilen faturalar üzerinde yapılan incelemede, faturalarda belirtilen yedek parça değerlerinin fatura tarihleri itibariyle kadri marufunda ve piyasa rayiçlerinde olduğu tespit edilmiş ve mahkemece de bu rapora itibar edilerek, 121.103,13 TL iskonto bedelinin zarar kalemi olarak kabulü ile davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmiş ise de, davacı-karşı davalının dava dilekçesi içeriğinde mevcudundaki yedek parça ederinin 108.000 TL olduğunu belirtmesi karşısında, gizli talep aşımı suretiyle yazılı şekilde 121.103,13 TL'ye hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, bilirkişi raporunda hangi faturanın ne şekilde kadri marufunda kabul edildiği de açıklanmamış, salt dava dışı şirkete yapılan satışa ilişkin faturanın davacı-karşı davalının ticari defterlerine kayıtlı olması yeterli görülmüş, dava tarihi itibariyle davacı-karşı davalının elinde bulunan yedek parçalar ve yine bu tarih itibariyle olağan piyasa koşulları altında parçaların maliyet ve satış rakamları araştırılmamış; böyle bir araştırma yapılsa dahi herhangi bir belirleme yapılamaması veya yapılamayacak olmasının anlaşılması halinde BK 43. ve 44. madde koşulları da karar yerinde tartışılmamıştır. Bu durumda asıl davada mahkemece yapılması gereken, yukarıda açıklanan hususlarda bilirkişi marifeti ile gerekli araştırmalar yapılarak söz konusu yedek parçaların davacıya maloluş bedeli de tespit edilerek oluşacak sonuca göre davacının talep edebileceği tazminat hususunda bir karar vermek olup, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı-karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin karşı davada aşağıdaki (3) nolu bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 3- Karşı dava haksız rekabetin ref'i, maddi, manevi tazminat ve alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davacı-karşı davalının haksız rekabet oluşturan eylemlerine son verilmesine, sair istemlerin ise reddine karar verilmiştir.Karşı davacı tarafça talep olunan alacak istemi, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle reddedilmiş ise de, davalı-karşı davacı vekilinin rapora vaki itirazları gerek ek raporda gerekse gerekçeli kararda tartışılmamış olup, bu yönden kararın temyiz eden davalı-karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.Ayrıca, mahkemece haksız rekabet oluşturan eylemlerin sona erdirilmesine karar verilmiş olmasına rağmen, bu eylemlerin manevi tazminat gerektirdiği hususu gözden kaçırılarak, manevi tazminata hükmedilmemesi de doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada verilen hükmün, temyiz eden davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı-karşı davacı vekilinin karşı davada sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik temyiz itirazının kabulü ile karşı davada verilen hükmün temyiz eden davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.