Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12187 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5367 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/12/2014 tarih ve 2014/606-2014/389 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı ...'ye ait yapı maketi emtiyasının Gap İnşaat A.Ş tarafından ... şehrinde sergilendikten sonra, davalı sorumluluğunda ...'a hava yolu ile nakliyesinin gerçekleştirildiği, teslim alınan maketin hasar uğramış olduğunun tutanak ile tespit edildiğini, taşıyıcının sorumluluğunda meydana gelen hasar nedeniyle 13.750,00 TL ödemenin sigortalı şirkete yapıldığını ve haklarına halef olunduğunu ileri sürerek 13.750,00 TL'nin ödeme tarihi olan 29/04/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; taşımayı yapanın ... olduğunu ve yurtdışında yerleşik ... ünvanlı şirketin taşıyıcı firmanın acentesi olarak hareket ettiğini, müvekkilinin ise ...'nın acentesi olarak faaliyette bulunduklarını, doğrudan doğruya kendilerine dava açılamayacağını ancak izafeten dava açılabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; hasarın gerçekleştiği taşımanın taşıma senedine göre yurt dışında yerleşik yabancı menşeli ... Şirketi tarafından yapıldığı, davalının ise bu şirketin Türkiydeki acentesi olduğu ve acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağı davanın TTK 105. maddesi gereğince taşımayı yapan şirkete izafeden açılabileceği gerekçesiyle davanın HMK 114/1. ve HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, CMR Konvansiyonuna tabi taşıma esnasında gerçekleşen hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davalının taşıyıcı olmayıp acente olduğu, acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Her nekadar davalı, taşımayı gerçekleştirenin ... olduğu, kendisinin de ...'nın acentesi olduğu yönünde savunma yapmış ise de; dosya içerisinde davalının davadışı sigortalı adına düzenlemiş olduğu navlun faturası mevcuttur. Taşıyıcının ... olması halinde navlun faturasının bu firma tarafından kesilmesi yada acente tarafından kesilen navlun faturasında bu hususun belirtilmesi gerekir. Ayrıca davadışı sigortalı şirket tarafından ... firmasına irsaliyeli fatura düzenlemiş olup, fatura içeriğinden söz konusu malın fuar amacıyla geçici ihracatının yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu belgelere göre, .. firması malın yurtdışındaki alıcısı konumundadır. Bu durumda, mahkemece tüm bu belgelerin incelenip değerlendirilmesi ve gerektiğinde bilirkişi raporu da alınarak davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.