MAHKEMESİ : İSTANBUL 51. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 05/03/2013NUMARASI : 2009/568-2013/45Taraflar arasında görülen davada İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/03/2013 tarih ve 2009/568-2013/45 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilin davalının işleteni olduğu S.. C.. gemisinde 04/09/2006 tarihinde kaptan olarak göreve başladığını, müvekkilin ek ücret alacağını şirket yetkililerinden talep ettiğini fakat alamadığını, bunun üzerine müvekkil tarafından İstanbul 13. İcra Müdürlüğü'nün 2008/4808 Esas sayılı dosyası tahtında borçlu S..Denizcilik San. ve Tic. Ltd. Şti aleyhine taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu işverenin takip konusu borcun tamamına, faize ve ferilerine ilişkin haksız itirazda bulunduğunu, TTK m 1235/3 fıkrasına göre gemi adamlarının hizmet ve iş mukavelelerinden doğan alacakları alacak sahiplerine gemi alacaklısı hakkı verdiğini, davalı ile müvekkil arasında imzalanmış bir hizmet akdinin olduğunu, müvekkilin gemi üzerinde kanuni rehin hakkı doğduğunu, bu hak kendiliğinden doğduğundan davalı tarafın itiraz dilekçesinde ifade ettiğinin aksine herhangi bir rehin şerhini ihtiva etmesi gerekmediğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, haksız olarak itiraz edilen takip için davalının %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, toplam 9.535,00 USD (14.020,00 YTL) alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte ödenmesini; birleşen davada ise davacı gemi adamı ile davalı şirket arasında akdedilen 04/09/2006 tarihli gemi adamı hizmet sözleşmesi uyarınca 29/10/2006-04/01/2007 tarihleri arasındaki ücret alacağının ödenmemesi üzerine icra takibine girişildiğini, davalı şirket vekilinin süresinde ödeme emrine itiraz etmesiyle takibin durduğunu ileri sürerek, davalı şirketin itirazının iptali ile takibin devamına, haksız olarak itiraz edilen takip için davalı şirket aleyhine %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia ,savunma ve tüm dosya kapsamına göre,asıl davanın, davacı gemi adamının 04/09/2006-29/10/2006 dönemi için çalışılan dönem ücret alacağının tahsili istemiyle alacağın TTK 1235. Madde gereğince gemi alacaklısı hakkı vermesi sebebine dayanarak taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine, birleşen davanın, davacı gemi adamının belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden evvel feshi nedeniyle 29/10/2006-04/01/2007 dönemi için bakiye ücret alacağının tahsili istemiyle alacağın TTK 1235.madde gereğince gemi alacaklısı hakkı vermesi sebebine dayanarak taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu,davacının iş akdinin 29/10/2006 tarihinde işveren tarafından feshedildiği,asıl davaya konu takip tarihinin 20/03/2008, birleşen davaya konu takip tarihinin ise 27/04/2010 olduğu, TTK'nın 1259.madde uyarınca gemi alacağının bahşettiği rehni icra marifetiyle paraya çevirterek alacağını alma hakkının tabi olduğu zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu, TTK'nın 1261/1.bend gereğince, asıl ve birleşen davaya konu TTK 1235/3.bend kapsamında olan gemi adamı alacakları hakkında zamanaşımı süresinin başlangıcının, hizmet veya iş münasebetinin bittiği tarihten itibaren başlayacak olup davacının iş akdinin 29/10/2006 tarihinde feshedilmesi, her iki takip ve dava tarihleri itibariyle TTK 1259/1.maddede öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Ancak; birleşen davada esasa cevap dilekçesinde zamanaşımı savunması ileri sürülmemiş olmasına göre, bu davanın da zamanaşımından reddine karar verilmesi doğru olmamış,kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.