MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/07/2014 tarih ve 2013/162-2014/790 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, kendisine ait ve kiralık olarak kullandığı arazinin yüzölçümünün tolam 7,078 dekar olduğunu, bu alanın 4,428 dekarına sofralık domates ektiğini ve bunları sigortalattığını, 28/05/2012 tarihinde sigorta yaptırdığı sofralık domateslerine dolu düşerek hasarın meydana geldiğini, 05/06/2012 tarihinde geçici 06/08/2012 tarihinde kesin ekspertiz yapıldığını, tarlasının ölçümü yapılmadan sigortalı domates ürününün ekili olduğu alanın 2 dekar olarak belirlendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle, talebini 7.000,00 TL ye yükseltmiştir. Davalı vekili, eksper tarafından yapılan ölçümlerin doğru olduğunu, davalının yapılan ödemeler sonrasında herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacıya 9.000,00 TL ödenmesi gerektiği, davalı tarafından ödenen 2.000,00 TL'nin mahsubu ile ... tarafından davcıya ilave olarak ödenmesi gereken bedelin 7.000,00 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 7.000,00 TL alacağın dava tarihi olan 21/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, bitkisel ürün sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davaya konu poliçe üzerinde 1241 sayılı .... dain mürtehin olarak gösterilmiştir. Dairemizin yerleşik uygulamaları uyarınca bu durumda, adı geçen kooperatifin rehin hakkı bulunduğundan, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona ait olup, sigortalı ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatini almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkına sahip olur (14.06.2010 gün ve 2009/430-6814 E.K., 12.10.2012 gün ve 2011/8534-16045 E.K., 08.03.2013 gün ve 2012/4175-4580 E.K.) Buna göre mahkemece, talep hakkına sahip dava dışı kooperatiften alınmış, açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekir. Somut olayda mahkemece sigorta sözleşmesinde dain-i mürtehin olarak geçen 1241 sayılı ....'nin çıkarılan davetiye tebliğine rağmen davaya katılmadığı ve davacının tazminat almasına muvafakatları olup olmadığını beyan etmediği bu nedenle muvafakat verdiğinin kabulü gerekeceği yönündeki gerekçesi bu suretle yerinde bulunmayıp, davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu husus hakkında usulü eksiklik tamamlanmadan, yazılı şekilde uyuşmazlığın esasına girilerek ve anılan poliçeye dayalı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.