Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12080 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3222 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/11/2013NUMARASI : 2011/583-2013/1707Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/11/2013 tarih ve 2011/583-2013/1707 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İmamgiller tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacı şirketin turizm acentalığı işi ile uğraştığını, uçak bileti satış ve hizmet bedeli sebebiyle kesilen faturalara dayalı olarak başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibi konusu faturadaki iş ve satışların davalı şirketin aldığı hizmet ve mal karşılığı olmadığını, turizm işi ile iştigal eden D.. Ö.. ile yapılan işler sebebiyle fatura adresi istendiği için D.. Ö..'ün davalı şirketin adresini verdiğini, elektronik işiyle ilgilenen müvekkili şirketin bir turizm firmasıyla bu derece alışverişinin bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, icra takibine konu olan ve müvekkili şirket defterine kayıtlı faturaların ödemelerinin D.. Ö.. tarafından yapıldığını, takibe konu faturalardan bir kısmının davalı şirket defterlerinde mevcut olmadığını, çalışanlarının yurt içindeki ulaşımı için alınan biletler karşılığı olan faturaların ticari kayıtlarında yer aldığını, 31/08/2009 tarihli 4.265,00 TL bedelli tahsilat makbuzu ile davacı şirkete ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, davalının icra dosyasındaki asıl alacağa ilişkin yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden kaldığı yerden devamına, icra inkar tazminatı ve sair taleplerin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Davalı tarafça ibraz edilen 31/08/2009 tarihli 4.265,00 TL bedelli 405 sayılı tahsilat makbuzunun davacı şirkete ait bulunduğu, bunun aksinin ileri sürülmediği ve bu makbuzun davacı şirket çalışanı tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Sözü edilen tahsilat makbuzu tarihinden önceye dayalı olarak taraflar arasında ticari ve açık hesap ilişkisi bulunduğu gözetildiğinde tahsilat makbuzundaki tarihin esasa etkili bulunmamasına ve esasen bu nitelikteki icra takibine dayalı davada takip tarihi itibariyle davacı alacaklının davalıdan ancak açık hesap bakiyesi kadar alacaklı olabileceğine göre, varsayıma dayalı bilirkişi raporuna istinaden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, taraf defterlerinde kayıtlı olmamakla birlikte açık hesap ilişkisi içinde yapılan ödemeye ilişkin davalı tarafça ibraz edilen 31/08/2009 tarihli 4.265,00 TL bedelli 405 sayılı tahsilat makbuzundaki miktarın davalı tarafından ödendiği kabul edilmek ve davalının borcundan tahsilat makbuzundaki miktar düşülerek karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın temyiz eden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.