MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2013NUMARASI : 2005/153-2013/50Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.02.2013 tarih ve 2005/153-2013/50 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin ürettiği ürünleri fuar standında teşhir etmek ve müşterilere tanıtmak üzere Moskova'da 28/02/2005-03/03/2005 tarihleri arasında düzenlenen fuara katılma kararı aldığını, ürünlerin fuar adresinde müvekkili firmanın yetkilisi A. V.'a teslim edilmesi için davalı şirket ile anlaşma yapıldığını, müvekkilinin ürünleri 17/02/2005 tarihinde davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketin web sitesinde varış ve teslim süresinin 4 gün olarak ilan edilmiş olmasına ve aradan 9 iş günü geçmesine rağmen gönderinin teslim edilmediğini ileri sürerek, müvekkili şirket yetkililerinin 2.445 Euro uçak bileti ve konaklama masrafı, 8.410 Euro fuar katılım ücreti, 320 Euro tercüman ücreti, 3.000 Euro şirket yetkililerinin harcırahları olmak üzere toplam 14.175 Euro ile ürünlerini fuarda teşhir edemeyen müvekkili şirketin uğradığı itibar ve kâr kaybı, kaybedilen reklam değeri nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini, ayrıca sözleşmede müvekkili şirketçe davalı şirkete ödenmesi kararlaştırılan navlun borcunun doğmadığını ileri sürerek, davalı şirket tarafından kesilen 15/02/2005 tarihli faturanın 1.973,89+13,13 TL tutarında kısmı için müvekkili şirketin borcunun bulunmadığının tespitini ve faturanın bu kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 28.07.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile ticari itibar ve kâr mahrumiyetine ilişkin talebini 8.022 TL 'ye yükseltmiştir.Asıl davada davalı vekili, müvekkili şirketin gönderiyi süresinde ve gecikme olmaksızın alıcıya hasarsız olarak teslim etmek istemişse de, davacıdan kaynaklanan nedenlerle gerçekleştiremediğini, gönderinin resmi gümrük makamlarınca tutulduğunu, müvekkilinin gümrük çekimini yapabilmesi için gerekli evrakları alıcıdan talep ettiğini, ancak evrakların sunulmadığını, şirketin gümrük çekimini gerçekleştiremediğini ve başka bir gümrük müşavirinin de alıcı tarafından yetkilendirilmediğini, göndericinin talebi üzerine gönderinin Almanya'da başka bir adrese gönderildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin gecikmeden sorumlu tutulamayacağını, ayrıca konişmento arkasında yazılı hükümler gereğince de müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sorumluluğun mal bedeli olan 50,88 $ ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin taşıma sözleşmesinden doğan tüm edimlerini gereği gibi ifa etmesi nedeniyle taşıma ücretine tam olarak hak kazandığını savunarak, asıl davanın reddini; birleşen davada ise göndericinin talebi üzerine davaya konu gönderinin 18.04.2005 tarihli 10.011,89 TL bedelli fatura tahtında Moskova'dan Frankfurt'a taşındığını, taşıma bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptalini ve müvekkili lehine icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı vekili, davacının kendisine teslim edilen koliyi süresinde teslim edememesi nedeniyle müvekkilinin fuara katılamadığını, ayrıca davacı tarafından talep edilen ücretin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, asıl davada davacı şirket yetkililerinin fuara katılım için yapılan yol ve konaklama, harcırah bedeli ile davacı tarafından fuar düzenleme komitesine ve tercümana ödenen ücret nedeniyle uğranılan zarar ile davacının uğradığı itibar kaybı ve kâr kaybı nedeniyle uğranılan zararların Varşova Konvansiyonu ile öngörülen sorumluluk kapsamında (azami 4352 çekme hakkı) davalı tarafça tazmin edilmesi gerektiği, davacının davalı tarafından düzenlenen 18/02/2005 tarihli ve ... seri numaralı faturanın, 1.973,89+13,13 TL'si tutarındaki kısmı için borcu bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulü ile 4.352 SDR'nin dava tarihindeki karşılığı olan 8.996,88 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı dava yönünden ise davacının taşıma edimi sebebiyle davalıdan 2.000,00 TL talep edebileceği gerekçesi ile 2.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına karar verilmiştir.Kararı asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2) Asıl dava, havayolu taşımasında meydana gelen gecikmeden kaynaklanan masrafların tahsiline ve uğranılan itibar kaybı ile kâr mahrumiyetine ilişkin olup, davacı vekili ayrıca davalı tarafça müvekkili adına kesilen navlun faturasındaki 1.987.02 TL'lik kısım bakımından borçlu olmadığının tespiti ile faturanın bu miktara yönelik kısmının iptalini de talep etmiş; mahkemece hükme esas alman 13.09.2012 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda menfi tespit ve faturanın iptaline ilişkin davacı talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; davalı D. Worldwide Express Taşımacılık ve Ticaret A.Ş'nin faturaya dayalı 1.987,02 TL'nin tahsili amacıyla davacı K. Metal San ve Tic A.Ş aleyhine Bakırköy 9. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1230 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığı, takibin 1.987,00 TL'lik kısmına davacı tarafça itiraz edilmesi üzerine, davalının Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde itirazın iptali davası açtığı, anılan mahkemenin 2007/1082 Esas, 2010/1316 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 1.987,02 TL asıl alacak, 1.088,72 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verildiği ve kararın Dairemizin 05.12.2012 tarihli 2011/7630 Esas, 2012/19991 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmış olmakla, Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin anılan kararının kesin hüküm oluşturduğu gözetilmeksizin, davacının talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, (2) nolu bentte açıklanan nedenle asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.