Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11911 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6268 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2011/239-2013/402Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31.10.2013 tarih ve 2011/239-2013/402 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin tarım ve tohumculuk sektöründe faaliyet gösterdiğini, “A.” markasını 29.11.2002 tarihinde 2002/30815 noda adına tescil ettirdiğini, bu ibareyi aynı zamanda ticaret unvanında kullandığını, müvekkil firma ile aynı alanda faaliyet gösteren davalının müvekkile ait marka ve ticaret unvanıyla iltibasa mahal verir şekilde “E.” ibaresini ticaret unvanı olarak kendi mal ve hizmetlerinde kullandığını, davalıya bu eylemlerine son vermesi için müvekkilince yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığını, davalının aynı zamanda müvekkil firmadan ayrılan iki kişiyi de çalıştırmaya başladığını, bu hususta dava ve tazminat haklarını saklı tuttuklarını ileri sürerek markaya ve ticaret unvanına vaki tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespitine ve bu eylemlere son verilmesine, bu eylemlerin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının haksız rekabet ve tecavüz teşkil eden her türlü ürün, ambalaj, reklam, broşür, katolog ve sair tanıtım malzemesinin toplatılarak imhasına, kullanmakta olduğu tabelaların sökülmesine, davalının ticaret unvanında yer alan “E.” ibaresinin ticaret unvanından silinmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000.00 TL maddi tazminatın 11.02.2011 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin ticaret unvanını kanuna uygun şekilde 08.10.2010 tarihinde adına tescil ettirdiğini, Eskişehir'de faaliyet gösteren müvekkilinin Eskişehir'i çağrıştırması nedeniyle “E.” ve tohumculukla ilgili bir terim olması nedeniyle “G.” ibarelerini bir arada kullandığını, davacının iddia ettigi gibi müvekkilinin bu ibareyi ürettiği mallarda kullanmadığını, müvekkilinin unvalsal kullanım haricinde “E.” ibaresini kullandığından söz edilemeyeceğini, müvekkilinin ürünlerini “envi selection” markasıyla pazarladığını, müekkiline ait ticaret unvanının iltibasa mahal verir nitelikte bulunmadığını, usulen tescil edilmiş ticaret unvanının kullanılmasının tazminata sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın markasal kullanımına yönelik davacının herhangi bir kayıt ve belge sunmadığı, davalı tarafından ibraz edilen belgelerden davalının “envi selection+şekil” markasıyla ürünlerini pazarladığı, davacı markasıyla iltibasa mahal verir nitelikte kullanımın ispat edilemediği, tescil edilmiş ticaret unvanının kullanımının terkin edilinceye kadar haksız rekabet teşkil etmeyeceği, davacının ticaret unvanının 13.05.2008 tarihinde, davalının ticaret unvanının 08.10.2010 tarihinde tescil edildiği, her iki unvanda yer alan “A.” ve “E.” ibarelerinin karşılıştırılmasında ibarelerin sonunda yer alan “G.” sözcüğünün ortak olduğu, bu ibarerin yapılan işle ilgili olması nedeniyle kimsenin tekeline bırakılamayacağı, “A.” ve “E.” ibarelerinin benzer olmadığı, her iki şirketin ayrı bölgelerde faaliyet göstermeleri nedeniyle iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava; davacıya ait markaya ve ticaret unvanına tecavüzün ve haksız rekabete ilişkin eylemlerin tespiti ile men'i, bu eylemlerin sonuçlarının ortadan kaldırılması, haksız rekabet ve tecavüz nedeniyle maddi tazminata hükmedilmesi, davalıya ait ticaret unvanından "E." ibaresinin terkini istemlerine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.Ancak; tarafların aynı veya benzer nitelikteki mal ve hizmet sınıflarında faaliyet gösterdikleri, davacı adına 31. ve 44. sınıflarda tescilli "A.+şekil" ibareli 29.11.2002 tarihinden itibaren korunan markanın bulunduğu, davacının 13.05.2008 tarihinde yaptığı değişiklik sonrası "A. Tarım Ticaret A.Ş" ibareli ticaret unvanını kullandığı, davalının ise "E. Tohum ve Tarımsal Çözümler Sanayi Ticaret Limited Şirketi" ibareli ticaret unvanını 08.10.2010 tarihinde adına tescil ettirdiği uyuşmazlık konususu değildir. Dosya kapsamındaki belgelerden davalının ticaret unvanında yer alan "E." ibaresini ürün ambalajlarında, kartvizitlerinde, reklam ve pazarlama faaliyetlerinde markasal olarak kullandığı, hatta bu ibareyi taşıyan markanın tescili için TPE nezdinde başvuruda bulunduğu ancak davacının itirazı ve iltibas tehlikesi nedeniyle başvurunun kısmen reddedildiği, marka başvurusunun bu aşamadan sonra takipsiz bırakıldığı anlaşılmaktadır. Davacının tescilli markası ve ticaret unvanında yer alan "A." ibaresi ile davalının ticaret unvanında yer alan "E." ibaresi ve tescilsiz kullandığı "E. resource of life+şekil" markasında yer alan "E." ibaresinin karşılaştırılmasında; her iki ibarenin baş harfleri dışında aynı oldukları, görsel ve işitsel olarak benzerlikleri nedeniyle ortalama tüketiciler nezdinde iltibasa mahal verir nitelikte bulundukları sonucuna varılmaktadır. Tarafların faaliyet alanlarının aynı veya benzer nitelikte olduğu, davacının kuruluş ve tescil önceliği nedeniyle ticaret unvanı ve markası yönünden ülke genelinde öncelikli kullanım hakkının sahibi bulunduğu, davalının "E." ibaresini kullanımının davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, ayrıca davalının ticaret unvanındaki "E." ibaresinin de davacının ticaret unvanı ile benzer olması nedeniyle TTK'nın 54. maddesi uyarınca terkini gerektiği gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.