MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/01/2014 tarih ve 2010/690-2014/40 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı sigorta şirketinin acentesi olarak davalı adına ... Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçeleri düzenlediğini, prim miktarlarının davacı adına borç kaydedildiğini, müvekkili tarafından düzenlenen 20 adet poliçeye konu yerlerin dava dışı ... tarafından tekrar sigortalandığı, bu yerlerde hasar oluştuğu ancak hasar ödemesinin yapılmadığını, buna rağmen davalı şirketin müvekkilini sigorta primlerinden sorumlu tutmaya devam ettiğini ve müvekkilinin alacak hesabından 17.935,66 TL tahsil edildiğini ileri sürerek, 17.935,66 TL'nin ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı .... vekili, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK hükümleri uyarınca poliçeden kaynaklandığı, poliçeden kaynaklı alacaklarda zamanaşımının 2 yıl olduğu ve süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava Acentelik Sözleşmesi'nden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Davacının dava dışı sigortalılar adına düzenlediği poliçe pirimlerinin, acentesi olduğu davalılar tarafından davacı adına borç kaydedilerek tahsil edildiği, davalı sigorta şirketinin zamanaşımı defiinde bulunmadığı ancak diğer davalı ...'in zamanaşımı defiinde bulunduğu, mahkemece de poliçeden kaynaklanan alacaklara uygulanan 2 yıllık zamanaşımı süresi gözönüne alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle bir def'idir ve hakim tarafından re'sen gözönüne alınamaz, ancak davalının süresinde ileri sürmesi halinde dikkate alınabilir. Bu itibarla davalı sigorta şirketi zamanaşımı def'inde bulunmadığından, hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olmamıştır. 2- Ayrıca davacı ile ... arasındaki ilişkinin acentelik sözleşmesinden kaynaklandığı gözönüne alınmaksızın bahsi geçen taraflar arasındaki ilişkinin sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı ve TTK m 1268'deki 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu kabul edilerek davanın ... yönünden de zamanaşımı nedeniyle reddi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine,11/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.