MAHKEMESİ : İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/09/2013NUMARASI : 2010/106-2013/156Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/09/2013 tarih ve 2010/106-2013/156 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında yazılı ve sözlü anlaşma olmamasına rağmen müvekkili şirket tarafından dava dışı T. Reklam İletişim Danışmanlığı ve Eğitim A.Ş için hazırlanıp teslim edilen reklam filmi davalı şirketin internet sitesinde müvekkili şirketin bilgisi ve rızası alınmaksızın ve hiçbir telif ücreti ödenmeksizin uzun bir süredir yayınlandığını, davalı şirkete 2006-2010 yıllarını içerir telif bedellerini fatura edip ihtar ile gönderdiklerini, ancak cevabi ihtarlarında reklam filminin bedellerini dava dışı T. şirketine ödediklerini beyan ederek faturaları iade ettiklerini, davalı şirket beyanlarının haksız olduğunu, müvekkili şirketin reklam filminin yapımcısı olup söz konusu "Taşyapı reklam filmi" ile ilgili yönetmen, oyuncu ve müzik hakları sahipleri ile mali hakların devrine dair sözleşme yaptığını, reklam filminin mali ve manevi haklarının müvekkil şirkete ait olduğunu, bununla birlikte davalının dava dışı T. şirketine ödediği bedelin reklam filmi bedeli olup internette kullanımından kaynaklanan telif ücreti olmadığını, reklam filmi bedelini müvekkiline ödeme yükümlülüğü müvekkili ile sözlü anlaşma yapan dava dışı T. şirketine ait olduğunu, davalıdan talep edilen reklam filminin bedeli değil filmin internette kullanımından doğan telif bedeli olduğunu ileri sürerek, reklam filminin davalının internet sitesinde yayının kaldırılması ve durudurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, 5846 sayılı Yasa' nın 68. maddesi gereğince şimdilik fatura bedelinin 75.000 TL'sinin (dava değeri) 3 katı cezası ile davalıdan tahsilini ve reklam filminin çoğaltılmış kopyalarının, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imha edilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiş, 16.11.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 229.982 TL'nin tahsilini istemiştir.Davalı vekili, müvekkili şirketin dava konusu reklam filmini dava dışı T. firmasına aralarındaki 31.01.2006 tarihli yazılı anlaşma hükümlerine göre yaptırdığını ve protokol ile belirlenen bedelin dava dışı firmaya ödendiğini, bu bedele sadece film yapım ücreti değil tüm giderler ile telif hakkı bedeli de dahil olup firmanın bu bedel dışında her ne ad ve şart altında olursa olsun başakaca ücret talebinde bulunmayacağı hüküm altına alındığını, ayrıca 4 yıl sonra açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu reklam filminin müvekkili şirket tarafından uzun süredir kullanıldığını, müvekkili şirketin izinsiz kullanımı olmadığını, davacı ile aralarında yazılı ve sözlü anlaşma bulunmadığını, reklam filminin 2005 yılından beri çeşitli TV kanallarında gösterildiğini davacının kötüniyetli olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen 02.05.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı ile dava dışı T. Reklam İletişim Danışmanlığı ve Eğitim A.Ş arasında reklam filminin yapılması konusunda sözlü anlaşma bulunduğu ve davacının yapımcılığını yapıp telif haklarını hak sahiplerinden devir aldığı, filmin televizyonda yayını konusunda davalı ile dava dışı T. Reklam İletişim Danışmanlığı ve Eğitim A.Ş arasında 31/01/2006 tarihli sözleşme yapıldığı, ancak internetteki kullanım konusunda hakların devredilmediği, 5846 sayılı Yasa'nın 52. maddesi gereğince mali haklara dair sözleşmenin yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği, davacının sözlü anlaşma ile bu hakları sadece televizyondaki gösterim için dava dışı T. Reklam İletişim Danışmanlığı ve Eğitim A.Ş'ye, onun da davalı şirkete devrettiği, ancak intenette yayın hakkının devredilmediği, bu nedenle kullanımın izinsiz gerçekleştiği anlaşıldığı, davalı zamanaşımı itirazında bulunduğu, ceza zamanaşımı ve FSEK 68. maddeye göre açılan davalarda zamanaşımının 10 yıl olduğundan zamaaşımı itirazının reddi gerektiği, gerekçesi ile bilirkişlerce bulunan rayiç bedel 6.720 TL'nin FSEK. 68. madde gereğince takdiren iki katı arttırılarak 13.440 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, reklam filminin çoğaltılmış kopyalarının ve kalıplarının imhasına, karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı şirketin film yapımcısı olarak 5846 sayılı FSEK 80. maddesi uyarınca davacı sıfatı bulunmasına, uyuşmazlık konusu reklam filminin aynı Kanun'un 5. maddesine göre sinema eseri niteliğinde olmasına ve 5846 sayılı FSEK 25, 48 ve 52. maddelerine uygun bir şekilde internet aracılığı ile umuma iletim hakkının davalıya devredildiğine ilişkin yazılı bir sözleşme ibraz edilmemesine göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Mahkemece, davalı şirketin tanıtımı için reklam filmi olarak hazırlanan uyuşmazlık konusu sinema eserinin yapımının davacı şirket tarafından gerçekleştirildiği, anılan reklam filminin TV'de yayın hakkının dava dışı ihbar olunan T. A.Ş'ye devredildiği ve reklam filminin internette davalı şirkete ait web sitesinde umuma arz edilmesinin ise mali hak tecavüzü oluşturduğuna dair kabulü isabetlidir.Ancak, mahkemece görüşüne başvurulan ilk bilirkişi heyetince davacının ihlal olunan mali hakkından dolayı 5846 sayılı FSEK 68. maddesine göre isteyebileceği rayiç bedel tespitinde davacı tarafça kesilen yıllık 45.996,40 TL tutarlı faturanın uygun olacağı, ikinci bilirkişi heyeti raporundaki çoğunluk görüşüne göre ise rayiç telif bedeli hesabının söz konusu filmdeki oyuncu ve yönetmen ücreti üzerinden belirlenmesi gerektiği görüşüyle yıllık rayiç telif ücretini 1.680 TL olması gerektiği ifade edilmiştir.Mahkemece, davalı tarafça söz konusu filmin TV' de kullanımı için yüksek bedel ödenmesi ve iyiniyetli olması nedeniyle ikinci rapordaki rayiç bedelin TBK. nun 50 ve 51. maddelerine göre uygun görüldüğü karar gerekçesinde açıklanmış ise de; az önce de açıklandığı üzere davalı eylemi 5846 sayılı FSEK. 25. maddesine aykırılık oluşturduğuna göre, davacı tarafından talep edilen rayiç telif tazminatının öncelikle aynı Kanun'un 68. maddesi hükmüne uygun olarak belirlenmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise TBK. 50. maddesi gereğince mahkemece tayin ve takdiri gereklidir. Oysa, mahkemece bu hususta alınan her iki raporda belirlenen yıllık rayiç bedelleri arasında değerlendirme yöntemi ve miktar bakımından çok büyük farklılıklar bulunduğu gibi, davacı 5846 sayılı FSEK. 80. maddesine göre film yapımcısı olarak münhasır hak sahibi sıfatıyla telif tazminatı talep ettiğinden; mahkemenin karara esas aldığı ikinci bilirkişi raporundaki oyuncu ve yönetmen sayısı esasına göre hesaplanan miktarın da TBK. 50. maddesi kapsamında hakkaniyete uygun bir rayiç bedel olarak kabulü mümkün olmayıp, bu hususta yeterli değerlendirme içeren yeni bir bilirkişi heyeteinden rapor alınmaksızın mahkemece rayiç bedelin belirlenmesi yerinde görülmediğinden kararın taraflar yararına bozulması gerekmiştir.3- Ayrıca, kabule göre de Dairemiz'in 27.12.2011 gün ve 2011- 14831 E. 2011-17744 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere 5846 sayılı FSEK.'nun 68/1. fıkrası uyarınca eser üzerindeki hak sahibi "sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal ya da rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebilir." Anılan madde hükmüne göre; üç katına kadar arttırım seçeneğini kullanma yetkisinin davacıya ait olduğu, anılan hükmün iptali isteminin reddine dair Anayasa Mahkemesi'nin 28.02.2013 gün 133/33 sayılı karar gerekçesindeki, "İtiraz konusu kural eser, icra, fonogram veya yapımın izinsiz kullanılması halinde hak sahiplerinin dava yoluyla isteyebileceği bedele üst sınır getirmiştir. Kural, hakimin taleple bağlı olduğuna dair veya takdir yetkisine ilişkin olumsuz bir düzenleme içermemektedir. Bu sınır içerisinde kalmak şartıyla hakimin dosya içeriği ve talebi de gözetilerek takdir yetkisi kullanacağı açıktır. Öte yandan dava edilen eser, icra, fonogram veya yapımın bedelini belirleme görevide hakime bırakıldığından hüküm altına alınacak bedelin belirlenmesinde hakimin takdir yetkisini olmadığından söz edilemez.". şeklindeki açıklamanın da bağlayıcı olmamakla beraber yol gösterici mahiyette bulunduğu ve gerekçenin Dairemizin 27.11.2011 gün ve 14831/17744 sayılı ve yine 4. Hukuk Daire'nin 30.09.2002 tarih 5472/10458 sayılı kararlarında da açıklanan ödenecek rayiç bedelin bu sınır içinde tespitinde hakimin takdir yetkisi bulunduğu ve 5846 sayılı FSEK 66/4 ve 818 sayılı BK 42 ve 43 maddelerinin dikkate alınabileceğine ilişkin görüşlede çelişkili olmadığı halde mahkemece kararda yazılı gerekçeyle rayiç bedelin (2) katına hükmedilmesi de doğru görülmediğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.4- Bozma sebep ve şekline göre de davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.