Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1183 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2992 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/11/2013 tarih ve 2012/164-2013/412 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03.02.2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait kayısı bahçesinin don rizikolarına karşı davalı tarafından teminat altına alındığını, 14.04.2011 tarihinde meydana gelen don nedeniyle kaysı ağaçlarının zarar gördüğünü ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasını talebini 35.899,00 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı defi ile birlikte hasarın muafiyet sınırı altında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait kayısı ağaçlarında meydana gelen don rizikosunun sigorta teminatında bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, devlet destekli bitkisel ürün sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davacı taraf bilirkişi raporundan sonra 13.09.2013 tarihinde ıslah harcını yatırmak suretiyle davasını kısmen ıslah etmiş, davalı vekili 23.09.2013 tarihli dilekçe ile ıslah edilen kısımla ilgili olarak zamanaşımı def'ini ileri sürerek yapılan ıslaha itiraz etmiştir. Ancak mahkemece, davalı vekilinin ıslaha ilişkin itirazları ve zamanaşımı def'i, davacının talebinin belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu nedenle, zamanaşımının ilk davanın açıldığı tarihte kesildiği gerekçesiyle reddedilmiş, ıslah edilen miktarı da kapsar şekilde hüküm kurulmuştur. Davaya konu olay 14.04.2011 tarihinde meydana gelmiş olup, kayısı ağaçlarında meydana gelen hasarın ilk hasat tarihi olan 01.07.2010 tarihi itibariyle belirli veya belirlenebilir nitelikte olmasına göre, mahkemece dayanılan HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası koşullarını taşımayan işbu davada ıslah ile artırılan miktara yönelik ileri sürülen zamanaşımı def’inin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, zamanaşımı def’inin yazılı gerekçe ile reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.