MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/03/2013 gün ve 2008/42-2013/66 sayılı kararı onayan Daire’nin 10/12/2014 gün ve 2014/10894-2014/19367 sayılı kararı aleyhinde asıl ve birleşen davada davalı-karşı davacı ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, davalı şirketin, müvekkili şirketin ticaret unvanının ve yayın organı olan internet adresi alan adının fiilen kullanılarak maruf hale getirildiğini gayet iyi bildiği halde "... ..." markasının 16 ve 38. sınıfa dahil mal ve hizmetlerde tescil ettirdiğini, ayrıca "www.denizhaber.com" ibareli internet sitesini kullandığını, anılan marka ve "..." ibaresi üzerinde öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek asıl davada 2007 22625 numara ile tescilli "..." markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı şirketin www.denizhaber.com domain name/alan adlı sitedeki yayınlarında müvekkili şirketin ticaret unvanı/tanıtım işareti olan ve çok daha önceki tarihlerden bu yana fiilen ihdas ve istimal ile piyasada maruf hale getirdiği "..." ibaresini tescilli markasından farklı olarak müvekkil şirketin ticaret unvanı-tanıtım işareti ile iltibas yaratacak şekilde kullanmak ve müvekkil şirketin iş mahsullerinden olan yazılım programını-sayfa düzenini aynen kullanmak suretiyle vaki fiillerinin haksız ve kötü niyetli olduğunun tespitine ve haksız rekabetlerinin men'ine, davalı şirketin www.denizhaber.com alan adı ile ve davacı şirketin yazılımını kullanarak ayırt edilmeyecek şekilde aynı sayfa düzeninde yayın yapmasının önlenmesine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada da davalının 2010/57637 no ile tescilli "..." markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiş, karşı davada ise müvekkiline ait “...” alan adının ve markasının davacı tarafından haksız biçimde kullanıldığını ileri sürerek, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile menini talep etmiştir.Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen davalı karşı davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 10.12.2014 tarihli kararı ile onanmıştır.Asıl ve birleşen davada davalı karşı davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı karşı davacı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm, asıl ve karşı davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiç birisini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.2-Asıl dava, marka hükümsüzlüğü, haksız rekabetin tespiti, meni ve önlenmesi; birleşen dava marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkin olup, karşı dava ise markaya ve alan adı hakkına tecavüz ile haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle karşı davanın reddine karar verilmiş ise de bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 18.11.2011 havale tarihli ek raporda karşı dava konusu olan "..." alan adı üzerindeki üstün hak sahibinin karşı davacı şirket olduğu açıklandığı halde gerekçesi karar yerinde açıklanmaksızın bu yönden karşı davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, asıl davada da, yukarıda açıklanan bilirkişi görüşüne aykırı olarak davalının, üstün hak sahibi olduğu "www.denizhaber.com" alan adı altında yayın yapmasının önlenmesi şeklinde hüküm tesisi de doğru olmamış, davalı karşı davacı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme isteğinin kabulüyle, Dairemizin 2014/10894 E, 2014/19367 K. ve 10.12.2014 tarihli onama ilamının bu bentte açıklanan hususlara ilişkin olarak ortadan kaldırılarak, yerel mahkeme kararının anılan nedenle davalı karşı davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm, asıl ve karşı davaya yönelik sair karar düzeltme isteklerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin 10.12.2014 gün ve 2014/10894-19367 E.,K. sayılı onama kararının asıl ve karşı dava yönünden kaldırılarak yerel mahkeme kararının davalı karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 10/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.