Taraflar arasında görülen davada (Ankara Asliye Beşinci Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 16.02.2006 tarih ve 2000/596-2006/54 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, asıl davada, davalıya ait patlayıcı madde yükünün Ankara'dan Hırvatistan'a taşınmasının müvekkili tarafından üstlenildiği halde İtalya'dan transit geçiş izninin davalı tarafından alınmaması nedeniyle emtianın alıcıya teslim edilmeden davalıya geri getirildiğini, bu nedenle davalı tarafından navlun bedeli ve bekleme ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, 4.266.589.500 TL'nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, transit geçişe ilişkin izinlerin davacı tarafından alınmasının kararlaştırıldığını, ancak davacı tarafından İtalya'dan gerekli iznin alınmaması nedeniyle emtianın alıcıya teslim edilmeden geri getirildiğini, bu nedenle müvekkilinin emtiayı başka bir taşıyıcı ile alıcıya gönderdiğini savunarak, asıl davanın reddine, karşı davada ise, davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, 14.216 USD'nin ve 5.481.274.250 TL'nin temerrüt faizi ile birlikte davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, karşı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacıya ait patlayıcı madde yükünün transit geçiş izinlerinin davacı tarafından alınacağının kararlaştırıldığı, ancak davacının gerekli izni almaması nedeniyle malın alıcıya ulaştırılmadan geri getirildiği, davacının kendi kusuru ile edimini yerine getirmediği, bu durumda navlun ve bekleme ücreti alacağı talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, malın davacının kusuru nedeniyle alıcıya geç teslim edilmesi nedeniyle CMR Konvansiyonumun 23/5. maddesi hükmünce davacının navlun ücreti kadar sorumlu olduğu gerekçesiyle, karşı davanın kısmen kabulüne, 1.533,04 YTL'nin temerrüt faizi ile davacıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, uluslararası taşıma sözleşmesinden doğan tazminat istemine ilişkindir. Davalı-karşı davacıya ait patlayıcı madde yükünün davacı-karşı davalı tarafından Türkiye'den Hırvatistan'a taşıma işinin yüklenildiği halde, davacı-karşı davalının İtalya devletinden gerekli izinleri alamamış olması nedeniyle emtia alıcısına teslim edilmeden davalı-karşı davacıya geri getirilmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda CMR Sözleşmesinin 23/5. maddesi uyarınca yükün gecikmesi nedeniyle davacı taşıyıcının taşıma ücretini geçmemek üzere tazminattan sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Taşıyıcının CMR uyarınca sorumluluğu, emtianın alıcıya tesliminden sonra söz konusu olacağı için, malların alıcıya hiç teslim edilmemesi durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle söz konusu olacak sorumluluğun CMR hükümlerine göre değil, genel hükümler çerçevesinde belirlenmesi gerekir. Bu durumda, taşımanın hiç yapılmamış olması nedeniyle davalı-karşı davacının taşımayı başka bir firmaya daha yüksek bir navlun bedeli ile yaptırmak zorunda kaldığı gözönüne alınarak, oluşan zararın genel hükümler çerçevesinde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, somut olaya uygulanması mümkün olmayan gecikme halinde zararın tazminine ilişkin CMR'nin 23/5. maddesi gereğince taşıma ücretiyle sınırlı sorumluluğa dair hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle davacı-karşı davaiı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı-karşı davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 25.09.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.