Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11727 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3554 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/12/2014 tarih ve 2014/929-2014/393 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacı banka ile davalılardan .... arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşme gereğince davalı borçluya 2 adet teminat mektubu verildiğini, ayrıca çek karnesi tahsis edildiğini, ileri sürerek davalı şirketin talebi ile ... lehine verilen ve halen mer'i olan 170.000,00 TL tutarlı teminat mektupları bedeli ile teslim edilen çek yapraklarından kaynaklanan 2.090,00 TL risk bedelinin davacı bankanın faiz getirmeyen bir hesabında depo edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdirMahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalılardan .... arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirkete 135.000,00 TL ve 35.000,00 TL tutarlı teminat mektuplarının verildiği, mektupların halen yürürlükte oldukları, davacının borçlu şirketten teminat mektubu bedellerinin depo edilmesini talep hakkının bulunduğu, aynı şekilde ibraz edilmeyen (2) adet çek yaprağından dolayı 2.090,00 TL risk bulunduğu, bu yönden de depo talebinin davalı ...'ne yöneltilebileceği ancak, sözleşmeyi kefil sıfatıyla imza ettikleri anlaşılan davalılar .... ... ve ... bakımından kefillerin teminat mektupları ve iade edilmeyen çek garanti bedellerini depo edilmesi bakımından sorumlu olacakları konusunda genel kredi sözleşmesinde herhangi bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle, adı/unvanı geçen davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2) Dava, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesi kapsamında, davalı şirket tarafından iade edilmeyen teminat mektubu ve çek yapraklarına ilişkin davacı Banka'nın sorumlu olduğu tutarın depo edilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece karar gerekçesinde, davacı ile davalılardan ... arasında imzalanan kredi sözleşmesi gereğince ibraz edilmeyen iki adet teminat mektubu ve 2 adet çek yaprağı bakımından risk bulunduğu, bu nedenle depo talebinin ünvanı belirtilen asıl borçluya yöneltilebileceği ancak diğer davalıların sözleşmeyi kefil olarak imzaladıkları ve sözleşmede kefillerin teminat mektupları ve iade edilmeyen çek garanti bedellerinin depo edilmesi bakımından sorumlu olacakları konusunda düzenleme bulunmadığı belirtilerek; kefil-davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya içerisinde mevcut genel kredi sözleşmesi içeriğine göre, asıl- borçlu davalı ... dışındaki davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları, sözleşmenin 20/1-ı maddesinin "kefil, banka ile müşteri arasındaki genel kredi sözleşmesinin kefaletin niteliğine aykırı olmayan maddelerinin tamamını kendi hakkında da aynen uygulanmasını, bu maddelerde yer alan konuları aynen yükümlendiğini kabul eder" şeklindeki hükmü gereğince kefaletin asıl borçlunun sözleşmeye yönelik tüm borçlarını kapsar şekilde düzenlendiği, bu haliyle teminat mektupları ve iade edilmeyen çek garanti bedellerinin depo edilmesi bakımından asıl borçlu ile birlikte sorumlu oldukları gözetilerek, kefil- davalılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece aksi yönde hüküm kurulması doğru olmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.