Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1172 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 19031 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/09/2012 tarih ve 2012/32-2012/265 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin yurt dışına çıkarken hastalık ve kaza sigortası yaptırdığını, ...'da iken sigorta süresi içinde kalp krizi geçirip tedavi gördüğünü, hastane masraflarını davalıdan talep etmesine rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek 12.120,00 TL tedavi giderinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, Seyahat Sağlık Sigortaları Genel Şartları uyarınca sigortacı aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkemenin sigorta şirketi merkezinin ve acentenin ikametgahı mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin merkezinin .../...'da bulunduğunu, dolayısıyla yetkili mahkemelerin ... mahkemeleri olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, ayrıca davacının rahatsızlığı nedeniyle yapılan tedavi giderlerinin teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Seyahat Sağlık Sigortası Genel Şartlarının 13. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin sigorta şirketinin merkezi ya da acentenin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olduğu, HMK'nun 17. maddesine göre de tarafların yetki sözleşmesi yaptığı, aksi kararlaştırılmadıkça yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizliğe ve dosyanın yetkili ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında düzenlenen poliçede Seyahat Sağlık Sigortaları Genel Şartlarına atıf yapılması ve genel şartlarda da yetki düzenlemesinin bulunması yetki sözleşmesi niteliğinde değildir. Kaldı ki 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesinin uygulanabilmesi için yetki sözleşmesinin tacirler veya kamu tüzelkişileri arasında yapılmış olması gerekmektedir. Aynı Kanunun 15/2 maddesi uyarınca can sigortalarından doğan uyuşmazlıklarda sigortalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu da gözetilmeyerek yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.