MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2014NUMARASI : 2014/53-2014/53 D. İŞAntalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/02/2014 tarih ve 2014/53-2014/53 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Talep eden vekili, Antalya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/9446 esas sayılı dosyası ile borçlu K.. H.. B.. mirasçıları aleyhine takip başlatıldığını, takip dayanağı bonolardaki imzaya ve bonolardan doğan borca itiraz edilmediğini, ancak murisin tüm mal varlığını doğrudan üzerlerine alan mirasçıların kötüniyetli olarak reddi miras talebinde bulunduklarını ve Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/828 esas sayılı kararı ile bu talebin kabul edildiğini, bu karardan sonra mirasın reddine dayalı itiraz yapıldığını, Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin reddi mirasın iptali istemiyle açılan ve Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/385 eski ve 2013/379 yeni esas sayılı dosyasında görülen davanın bekletici mesele yapılmasına ilişkin taleplerini reddederek takibin iptaline karar verdiğini, Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ilk aşamada davanın reddine karar verdiğini, bu kararın Yargıtay'ca onandığını, ancak karar düzeltme başvurusu sonrasında davanın kabul edilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğunu, mahkemenin bozmadan sonra Yargıtay bozma ilamına uyarak açtıkları davayı kabul ettiğini, ilgili kararların ve 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davanın kabulüne ilişkin 19/12/2013 tarihli oturum tutanağının dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı borçluların Yargıtay bozma kararından sonra mal varlıklarını kaçırma çabası içerisine girdiklerini, takibin iptaline karar veren Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesi dosyası üzerinden yargılamanın yenilenmesi yoluna gidileceğini, ancak bu sürecin uzun zaman alacağını, bu nedenle ihtiyati haciz talebinde bulunmak zorunda kaldıklarını, alacağın bonoya bağlı olduğunu ve rehinle de teminat altına alınmadığını, açıklanan yargılama süreçleri ve mahkeme kararları dikkate alındığında teminat aranmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, ihtiyati haciz isteminin dayanağı yapılan bonoların borçlusunun, davalı borçluların murisi olan K.. H. B.. olduğu, davalı borçluların reddi miras isteminin Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/828 esas sayılı dosyası üzerinden kabul edildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu, mirasın reddinin iptali istemiyle açılan ve Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/379 esasında görülen davanın 19/12/2013 tarihli kararla kabul edildiği, ancak bu kararın henüz kesinleşmediği ve mirasın reddi isteminin haklı olduğunu tespit eden kesinleşmiş mahkeme kararını ortadan kaldıracak yeni bir karar oluşmadığı ve dolayısıyla davalı borçluların hukuki durumlarında bir değişiklik gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, talep eden vekili temyiz etmiştir.Talep, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Ancak, mirasın reddine dair verilen kararın alacaklı tarafından açılan dava neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 28.05.2013 tarih, 2013-9909 Esas, 2013-14558 K. sayılı kesin bozmasına uyularak ortadan kaldırıldığı dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmış olup, bu husus alacaklı yararına müktesep hak teşkil ettiğinden ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli bulunduğundan bu hususlar birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken ihtiyati haciz talebinin reddi kararı doğru görülmemiş, bu nedenle talep eden vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün ihtiyati haciz talep eden yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle ihtiyati haciz talep eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ihtiyati haciz talep eden yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.