MAHKEMESİ : SULTANHİSAR (KAPATILAN) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14.02.2014NUMARASI : 2004/58-2006/213Taraflar arasında görülen davada Sultanhisar (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.02.2014 tarih ve 2004/58-2006/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi dahili davalı A. Sigorta A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalı H.. Ö..'ün sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası sonucunda yaralandığını, davacının kaza sebebiyle çalışamadığını, 2.000,00 TL ücret kaybına uğradığını, 2.500,00 TL hastane masrafı yaptığını, ayrıca toplu taşıma araçlarına binemediği için 500,00 TL de yol masrafı yaptığını, meydana gelen kazadan sonra davacının yaşama bağlılığını yetirdiğini, beden ve ruh sağlığının bozulduğunu ileri sürerek; toplam 5.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı vekili, geziyi organize eden öğretmenin davacı olduğunu, şoförlerin itirazına rağmen davacının ısrarı ve zorlaması ile araçlara çok fazla yolcu alındığını, fazla yolcu alınmasının kazaya sebep olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Dahili davalı sigorta temsilcisi, kaza yapan aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesiyle şirketleri nezdinde sigortalı bulunduğunu, davacının zararını ve kusur durumunu kanıtlaması halinde poliçe limitine kadar ödeme yapılabileceğini belirtmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının yolcu olarak bulunduğu ve davalının kullandığı aracın geçirdiği trafik kazası sonucunda yaralandığı, okul gezisinden sorumlu öğretmen olan davacının zorlamasıyla araca aşırı yolcu alınarak yola çıkıldığı, bu suretle davacı mağdurun da müterafik kusurunun bulunduğu, tarafların kusurunun eşit oranda olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, tedavi gideri olan 1.250,00 TL'nin A. Sigorta A.Ş. açısından poliçe limitleri dahilinde kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile, davalı Hüseyin için ise olay tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 968,68 TL çalışamamaktan dolayı oluşan zarar bedeli, 250,00 TL yolculuk ücreti, 2.500,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 3.718,68 TL'nin olay tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalı Hüseyin'den tahsiline karar verilmiştir. Kararı davacı vekili ve dahili davalı sigorta vekili temyiz etmiş; A. Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz harçlarını yatırmadığı gerekçesiyle, mahkemece temyiz talebinin reddine dair ek karar verilmiş, ek karar A. Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Mahkemenin 14/02/2014 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek kararı temyiz eden A. Sigorta A.Ş. vekiline 03/03/2014 günü tebliğ edilmiş ve temyiz talebinin reddine dair karar HUMK'nın 434. maddenin atıf yaptığı 432. maddenin son fıkrasında yazılı yedi günlük süre geçirildikten sonra 14/03/2014 günü A. Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Aynı Yasa’nın 432/4. maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay da bu konuda karar verebileceğinden, A. Sigorta A.Ş. vekilinin mahkemenin 14/02/2014 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek kararına yönelik temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacının yolcu olarak bulunduğu ve davalının kullandığı aracın geçirdiği trafik kazası sonucunda yaralandığı, okul gezisinden sorumlu öğretmen olan davacının zorlamasıyla araca aşırı yolcu alınarak yola çıkıldığı, bu suretle davacı mağdurun da müterafik kusurunun bulunduğu, tarafların kusurunun eşit oranda olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 275 ve müteakip maddelerinde, bu hükümlere benzer şekilde de kararın Yargıtay incelemesi tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 266 ve müteakip maddelerinde “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, 1086 sayılı kanunun 275 nci maddesinde, mahkemenin, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği bildirilmiştir.Bu itibarla, mahkemece, yukarıda yapılan açıklama doğrultusunda uyuşmazlığın teknik uzmanlığı gerektirdiğinin kabulü ile dava konusu trafik kazasında fazla yolcu alınmasıyla kaza arasında bir illiyet bağının bulunup bulunmadığı, davacının araçta yolcu olduğu da nazara alınarak, gezi sebebiyle sorumlu öğretmen olması nedeniyle fazla yolcu alınması dolayısıyla kazada kusurunun bulunup bulunmadığı konularında, daha açık bir ifadeyle davacıya yüklenebilecek kusurun ve yüklenebilecekse oranının tespiti için Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle A. Sigorta A.Ş. vekilinin mahkemenin 14/02/2014 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek kararına yönelik temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.