MAHKEMESİ : MUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/07/2014 NUMARASI : 2014/5-2014/348 Taraflar arasında görülen davada Mut Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/07/2014 tarih ve 2014/5-2014/348 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında TOKİ şantiyesi inşaatı ile ilgili inşaat all risk sigota poliçesi düzenlendiğini, 22/03/2013 tarihinde müvekkiline ait inşaat sahasında hırsızlık meydana geldiğini ve şantiye içinde bulunan depodan 930 m. uzunluğunda kablo çalındığını, davalıdan zararın tazmininin istenildiğini ancak, davalı tarafından inşaat sigortası genel şartlarına ekli hırsızlık ön şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddedildiğini, 6762 s. TTK'nın 1281. m. uyarınca rizikonun sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin zararının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, poliçedeki hırsızlık teminatının hırsızlık sigortası genel şartları dahilinde verildiğini, kapalı, kilitli bir mahalde olmayan malzemelerin çalınmasının teminat dışı olduğunu ayrıca, şantiye çevresinin tel, çit, alüminyum sac vb. malzeme ile kapatılmış olması, 24 saat güvenlik görevlisinin bulunması ve gece aydınlatması yapılması gerektiğini oysa, davacı tarafından gerekli emniyet tertibatının alınmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, olay yeri inceleme tutanağı uyarınca çalınan malzemelerin bekçi kulübesine 10 m. mesafede ve açık alanda bulunduğu, tutanağa ekli krokide malzemelerin depo alanı olarak bulunduğu yer gösterilmiş olup, bu kısma, diğer binalara blok, konteynır, kulübe denilmiş olmasına rağmen "alan" denilmesi nedeniyle malzemelerin açık alanda bulunduğu kanaatine varıldığı oysa, sigorta sözleşmesinde malzemelerin kilitli, emniyetli, kapalı bir depoda bulunması gerektiğinin belirtildiği, dosyada bulunan fotoğraflardan malzemelerin çadır içinde ve çadırın da kapalı bir alan olduğu kabul edilse dahi, emniyetli olmadığı, kilidinin bulunmadığı, içine girmenin basit ve kolay olduğu, davacının ön şart olarak belirlenmiş olan muhafaza şartlarını yerine getirmediği, aynı şekilde şantiye şefinin de ifadesinde bekçinin akşam 18.00- sabah 06.00 arasında çalıştığını beyan ettiğinden 24 saat bekçi bulundurma şartının da yerine getirilmediği, tazminat için ön şartın gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, sigortalı emtiada meyadna gelen hasarın sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından dosyaya sunulan poliçenin suret olup, poliçede sigortalı olarak T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın gösterildiği, davacının ise sigorta ettiren olduğu anlaşılmaktadır. Poliçenin tanzim edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 1446/2. maddesinde sigorta ettirenin sigortalının muvafakati olmaksızın, ödenecek paraları almaya ve sigortalının haklarını devretmeye ancak poliçe elinde bulunduğu takdirde salahiyetli olduğu belirtilmiştir. O halde, mahkemece davacının sigorta poliçesini elinde bulundurup bulundurmadığı, sigortalının sigorta bedelinin davacıya ödenmesi yönünde muvafataki olup olmadığı hususları üzerinde durularak, davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı değerlendirilmek suretiyle karar vermek gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numarala bentte açıklanan nedenlerle, kararın re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.