Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1153 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1030 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ (... 1. DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ)Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret (... Denizcilik İhtisas Mahkemesi) Mahkemesi’nce verilen 13.09.2011 tarih ve 2010/208 - 2011/337 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı emtianın, davalı tarafından deniz yolu ile taşınması sırasında hasarlandığını, yapılan incelemeler sonucunda 3.506,11 TL hasar tazminatının sigortalıya ödendiğini, ödenen meblağın faiziyle birlikte tahsili amacıyla 4.012,49 TL alacak için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, TTK’nun 1066. maddesinde öngörülen ihbar sürelerine riayet edilmediğini, bu durumun müvekkili lehine bir karine teşkil ettiğini, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hasarlanan emtianın satışının CIF olarak yapıldığı, CIF uyarınca satıcının, yükü, yükleme limanında geminin küpeştesini geçtiği anda teslim etmiş sayıldığı, söz konusu emtiada meydana gelen hasar nedeniyle poliçede sigortalı olarak gösterilen ...na ödeme yapıldığı, davacı her ne kadar sigorta sözleşmesi uyarınca ödeme alması gereken kişiye ödeme yapmamış olması nedeniyle halef sıfatını kazanamamış olsa bile, Yargıtay içtihatları gereğince, satıcının yük hasarı sonucunda satış parasını alıcıdan tahsil edememesi halinde menfaat sahibi sayıldığından, satıcının dava hakkının bulunduğu, dava dışı sigortalı tarafından Unipam S.R.L firması ile satım sözleşmesi yapıldığı, ...'in emtianın taşınması işinde davalı ile navlun sözleşmesi yaptığı, dava konusu olayda asıl taşıyan - alt taşıyan hususunun olduğu, taşıma taahhüdünün yerine getirilebilmesi için ... ile sözleşme kurulduğu, asıl taşıyanın, alt taşıyan ve gemi adamlarının fiillerinden sorumlu olacağı, dava konusu hasarın elverişsiz konteyner sebebiyle meydana geldiği ve bir kısım emtianın hasarlandığı ve davacının sigortalısına hasar bedeli karşılığı 3.506,11 TL ödeme yaptığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile davalının asıl alacak tutarı olan 3.506,11 TL'na olan itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, nakliyat sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki çekişme öncelikle halefiyet hakkının doğup doğmadığı noktasında toplanmıştır.Davacının dayandığı poliçeye göre, davaya konu elektrikli mutfak aletlerinin taşıma rizikolarına karşı satıcı adına sigorta ettirildiği ve satışın CİF satış şeklinde olduğu çekişmesizdir. 6762 Sayılı TTK'nun 1143, 1147 ve 1139. maddeleri hükümleri karşısında, CİF satışta hasarın alıcıya geçmesi ve satıcının sigorta bedelini de tahsil etmiş olması nedeniyle, satıcının alıcı adına malları sigorta ettirmesi, sigorta bedelini ödemesi, rizikodan sonra sigortacının, sigortalı konumundaki alıcıya ödemede bulunması gerekmekte olup, bu koşullar altında sigortacının halefiyet hakkı doğar.Somut olayda, davacı tarafça hasara uğrayan elektrikli mutfak aletlerinin bedelinin alıcıdan tahsil edilip edilmediği anlaşılamadığı gibi davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içerir dilekçesinde, yük hasarı sonucunda davacı tarafın ancak satış parasını alıcıdan tahsil edememesi halinde menfaat sahibi sayılabileceğine yönelik itirazlarda bulunduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece bu yönde herhangi bir inceleme yapılmaksızın taraflar arasında ihtilaf konusu olan bu hususun, ihtilafsız olduğu kabul edilerek yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.