MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/03/2011 tarih ve 2009/260-2011/76 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, davalı ...'in, davacı şirket yetkilisi olduğunu ve Kasım 2008 tarihinde şirkette bulunan hisselerini davacılardan ...'a devrettiğini, taraflar arasında yapılan bu sözleşmede şirketin devrinden önce yapılan işlemlerden kaynaklanan her türlü sorumluluk, cezai müeyyide ve para iadesi gibi durumlarda hissesini devreden davalı ...'in sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını ve önceki dönemde davalı tarafından yapılan usulsüz işlemlerden dolayı ... Müdürlüğü'nün davacı kuruma 35.853,88 TL ödeme çıkarttığını ileri sürerek, anılan meblağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacılardan ...'ın dava açma ehliyeti bulunmadığını, şirketin sorumlu müdürünün şirket ortağı ... olduğunu, davaya konu olan alacağın, davacı şirkette çalışan Psikolog ...’in birden fazla ildeki okullarda aynı anda çalışmış olması ve girmediği derslere okul müdürünün kendisinin girerek bu şahıs adına paraf atmasından kaynaklandığını, müvekkilinin bu durumu bilme olanağı olmadığından kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının yetkili ve sorumlu olduğu dönemde, okulda psikolog olarak görev yaptığı belirtilen ancak görev yapmayan ... adına ... Müdürlüğü'ne bildirimde bulunarak yersiz maaş ödenmesine sebebiyet verdiği ve davacı kuruma ödeme emri gönderildiği, söz konusu ödeme emrinde talep edilen 35.853,88 TL'nin davacı kurum ve ... Müdürlüğü arasında yapılan taksitlendirme ile 30 ayda ödenmesinin kararlaştırıldığı, her ne kadar davacılar ... Müdürlüğü'nün tahakkuk ettirdiği 35.853,88 TL'nin tahsilini talep etmiş ise de, davacının taksitlendirilen 35.853,88 TL'nin toplam 2.390,50 TL’ni ödediği anlaşıldığından bu rakam üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.390,52 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Mülga 6762 Sayılı TTK'nun 556. maddesi hükmünde şirket yöneticilerinin sorumlulukları hakkında anonim şirketin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, bu yollama ile uyuşmazlığa aynı Yasa'nın341. maddesi hükümleri uygulama olanağı bulacaktır. 6762 s. TTK'nun 341. maddesi hükmünde, sorumluluk davasının açılabilmesi için bu yönde alınmış bir genel kurul kararı olması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Bununla birlikte limited şirketlerde genel kurulun yetkilerini düzenleyen mülga 6762 s. TTK'nun 539/7. maddesi hükmünde de, şirketin kendi organlarına karşı haiz olduğu tazminat taleplerinin genel kurulun yetkisinde olduğu öngörülmüş, 548. maddesinde ise, ortak sayısı yirmiyi aşan limited şirketlerde bir veya birden fazla denetçi bulunacağı, ortak sayısı yirmi veya yirmiden az olan şirketlerde idare hak ve görevi tüm ortaklara ait değilse müdür sıfatını haiz olmayan diğer ortakların mülga 818 s. BK'nun 531. maddesi uyarınca denetim hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir.Somut olayda, limited şirketin ortak sayısı 20’den azdır. Buna göre davanın yönetici olmayan diğer ortaklarca açılması gerekmektedir. Dava, şirket müdürü tarafından açılmış bulunduğundan, dava koşulları oluşmamıştır.Bu durumda mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK'nun 39. ve 40. maddeleri uyarınca, bu davanın açılmasına izin veya icazet verilmesi hakkında yönetici olmayan diğer ortakların muvafakatlerinin alınması veya vekaletnamelerinin ibrazı ve ortaklar kurulu kararının sunulması amacıyla davacı vekiline önel verilmesi, dava koşulları oluşturulduktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Davanın limited şirket yöneticisine karşı açılmış sorumluluk davası niteliğinde olması nedeniyle davacı şirket ortağının kendi adına tazminat istemesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumlarda tazminatın ancak şirkete verilmesi söz konusu olacaktır. Dava konusu edilen zararın şirket tarafından ödendiği iddia ve kabul edildiğine göre, davacı ortak ...'ın aktif dava ehliyetinin bulunmadığı nazara alınmadan bu davacı yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerekirken kabulü de yerinde olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3- Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.