Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11473 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4195 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BATMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/11/2013NUMARASI : 2013/285-2013/664Taraflar arasında görülen davada Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/11/2013 tarih ve 2013/285-2013/664 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler elektronik ortamda okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkil firmanın davalı firmadan depo teslimatlı mobilya aldığını, davalı tarafından gönderilen mobilyaların bir kısmının ayıplı çıktığını, müvekkilinin bu durumu davalıya iletmesi üzerine davalının başka bir firmadan mobilya almak üzere araç göndereceğini bu sırada müvekkilinde bulunan ayıplı malları da alabileceğini söylediğini, davalı tarafından gönderilen araca ayıplı malların yüklenip geri gönderildiğini, otoyol giriş-çıkışında yapılan kontrollerde ayıplı malları taşıyan aracın fazla yük aldığının tespit edildiğini, davalı firma çalışanlarının araçta yüklü tüm malların faturalarını göstermek yerine müvekkiline ait iade faturalarını gösterdiklerini, bu nedenle müvekkiline KTK'nın 65/1-b maddesi gereğince ceza uygulandığını, cezaya yaptığı itirazın reddedilmesi nedeniyle cezanın müvekkilince ödendiğini ileri sürerek müvekkilinin davalının ve çalışanlarının kusuru nedeniyle ödemek zorunda kaldığı 52.540,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davacı firmanın öncelikle aldığı ürünlerin onarımı istediğini, bu nedenle çalışanlarının ürün onarımı için davacı firmanın bulunduğu yere gittiklerini, ancak davacının yük kapasitesi bulunmayan araca ürünleri yüklettiği, bu nedenle hem gönderen hem de işletene ceza yazıldığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, fazla yükün davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalıdan aldığı bir kısım malların ayıplı çıkması nedeniyle bunları iade faturasıyla davalıya iade ettiği, malların davalıya ait araçla taşınması sırasında aracın fazla yük taşıdığı tespit edilerek KTK 65/1-b maddesi gereğince davacıya idari para cezası verildiği, kesinleşen cezanın davacı tarafından ödendiği, taşıma sırasında araçta davacı tarafından iade edilen mallar haricinde başkaca malların da bulunduğu, ceza tarihinde malların taşıdığı aracın davalıya ait olduğu ve yürürlükte bulunan KTK'nın 65/7. maddesi uyarınca sadece araç işleten konumundaki davalıya ceza verilmesi gerektiği halde davalı firma çalışanlarının araçtaki yüke ilişkin sadece davacıya ait malların iade faturalarını ibraz etmeleri nedeniyle davacıya da ceza verildiği, davalı firma çalışanlarının doğru bildirimde bulunmaları halinde davacı hakkında idari para cezasının verilmeyeceği, bu eylemler nedeniyle davalı firmanın toplamda ödemesi gereken cezanın yarısını ödediği, diğer yarısının davacı tarafından ödenmesi nedeniyle bu oranda davalı firmanın zenginleştiği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 2.644,00 TL'nin 07.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava; davalının haksız eylemi nedeniyle ödenmek zorunda kalınan idari para cezasının davalı taşıyandan tahsili istemine ilişkindir.Somut olayda mahkemece; idari para cezasına konu taşıma esnasında davacıya ait mallar haricinde başka firmalara ait malların da taşındığı, davalı firma çalışanlarının haksız ve kötüniyetli davranışta bulunup taşınan mallardan sadece davacıya ait olanların faturalarını görevlilere ibraz ettikleri sabit kabul edilerek, KTK'nın 65/7. maddesi uyarınca yalnızca davalı hakkında idari para cezası verilmesi gerektiği halde KTK'nın 65/1-b bendi uyarınca hem davalı hem de davacı hakkında idari para cezası verildiği, davacı tarafından yapılan ödemeyle davalının sebepsiz zenginleştiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK'nın 297/1-c maddesi gereğince hükümde; taraflar arasındaki çekişmeli vakıalar, bu vakıalar hakkında toplanan delillerin neler olduğu, toplanan delillerin ne suretle tartışılıp değerlendirildiği, bunun sonucunda hangi vakıaların sabit görüldüğü, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin neler olduğunun gösterilmesi zorunludur. Ancak, dosya kapsamında olay sırasında başka firmalara ait malların da idari para cezasına konu araçla taşındığına dair bir delil bulunmadığı gibi, karar gerekçesinde de mahkemece bu kanıya nasıl ulaşıldığına ilişkin bir açıklama bulunulmamaktadır. Bu husus gözetilmeden ve HMK'nın 297/1-c hükmü uyarınca denetime elverişli olmayan yazılı gerekçeyle davanın kabulü doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yarırına bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.