Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11472 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5237 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MALATYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2012/1631-2013/969Taraflar arasında görülen davada Malatya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/07/2013 tarih ve 2012/1631-2013/969 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, davalının idaresinde bulunan tarım sigortaları havuzunda kayısı bahçelerini tarım sigortası kapsamına aldığını, fizyolojik nedenlerle ürünlerinin büyük bir kısmının yok olduğunu, poliçe şartları uyarınca aşkın sigorta hükümleri uygulanarak prim indirimine gidilmesi gerektiğini ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili açısından riskin meyve bağlama dönemi ile başladığını, risk üstlenildikten sonra verim indirimi başvurusunda bulunulamayacağını, teminat başlamadan önce herhangi bir nedenle meydana gelecek verim kayıplarının teminat başlangıcından itibaren 15 gün içinde bildirilmesinin zorunlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 10.4.2009 tarihinde ilk kez hasar ihbarında bulunduğu, hasar ihbarına rağmen kendisine cevap verilmediği, daha sonra 1.6.2009 tarihinde yeniden prim indirimi için müracaat ettiği, yapılan inceleme neticesinde bahçesinde verim düşüklüğü tespit edildiği, bu haliyle Malatya 1. İcra Müdürlüğünün 2009/8372 esas sayılı takip dosyasında takibe konu edilen prim borcu alacağının dayanağının kalmadığı, davacı tarafça icra tehditi altında yatırılan paranın iadesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle Malatya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/8372 esas sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, taleple bağlı kalınarak davacının icra tehdidi altında ödediği 1845.00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava; tarım sigortası kapsamında prim borcu olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.Mahkemece alınan bilirkişi raporu uyarınca sigortalı ağaçların meyve bağlama dönemi öncesinde 10.4.2009 tarihinde davacı tarafından don hasarına ilişkin ihbarda bulunduğu, don teminatının başlangıcı öncesinde hasarın gerçekleşmiş olması nedeniyle davacıdan don teminatına ilişkin prim tahsilatının yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosya içerisinde yer alan davaya ilişkin sigorta poliçesinin sözleşme koşullarını içerir bölümünde Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Teknik Şartlar, Tarife ve Talimatlarının 2.2 maddesinden farklı olarak don riski teminatın ağaçların meyve bağlama döneminden değil ilk çiçeklenme evresine girmesinden sonra başlayacağı belirtilmiştir.Taraflarca sözleşme serbestisi dahilinde teminatın başlayacağı tarihin Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası Teknik Şartlar, Tarife ve Talimatları uyarınca belirlenen tarihten önceki bir tarihe alınmasına bir engel bulunmamaktadır. Poliçe hükümleri uyarınca don teminatının başlangıcından sonra yapılacak verim indirimi taleplerinde hiçbir şekilde don teminatı priminin iade edilemeyeceği öngörülmüştür. Dosya içerisinde yer alan bilirkişi A. İ. K. tarafından tanzim edilen raporda yörede sigortalı kayısı ağaçlarının ilk çiçeklenme evresinin 23.3.2009 tarihi olduğu belirtilmektedir. Bu durum karşısında davacının ilk hasar ihbar tarihi itibariyle don teminatı başlamış olacağından yapılacak verim indirimi talepleri nedeniyle prim iadesinden değil varsa hasar bedelinin davacıya ödenmesinden söz edilecektir. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeden ve sigorta poliçesinde yer alan don teminatının başlangıcına ilişkin hükümler değerlendirilmeden yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.2-Kabule göre de; don teminatı başlamadan hasarın meydana geldiğinin kabulü halinde ise sadece bu teminat nedeniyle davacıdan alınan primlerin iadesine karar verilmesi gerekirken tahsil edilen tüm primlerin iadesi sonucunu doğurur şekilde davanın kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.