.....HKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/10/2011 tarih ve 2010/524-2011/441 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı şirkette forex işlemleri (döviz alım-satımı) yapılması ve broker hizmeti alımı için 16.07.2009 tarihinde hesap açıldığını, müvekkili tarafından belli aralıklarla yapılan işlemler sonunda hesabında, aktif ve kâr olarak görünen toplam 71.789,34 USD biriktiğini, müvekkilinin hesaptaki parayı almak için başvurduğunda davalı şirkette böyle bir alacağın olmadığı, müvekkilinin scalping denilen sözleşmede tam olarak niteliği belirtilmeyen ve gün içinde anlık alış satışlardan elde edilen gelir olarak bilinen işlemler yaptığı, müvekkilinin hatalı işlem yaptığı gerekçesiyle hesabının devre dışı bırakılarak tüm aktifine el konulduğunu ileri sürerek, davalı tarafından el konulan 109.625,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava dilekçesinin tebliğ edildiği adreste dilekçede belirtilen unvanda bir şirket bulunmadığı gibi dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar ile müvekkilinin hiçbir ilişkisinin olmadığını, müvekkili ile davacı arasında imzalanmış bir sözleşme ya da müvekkili nezdinde davacı adına açılmış bir hesap olmadığını, müvekkilinin davada taraf sıfatı olmadığını savunarak, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı vekilinin husumette hataya düşerek, ... Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı bulunan muhatapları ...'ni davalı olarak göstermesi gerekirken hataen ...'de faaliyet gösteren ...'ni davalı olarak gösterdiği ve davalı vekilinin de süresi içinde cevap dilekçesiyle de husumet itirazında bulunduğu gerekçesiyle, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, forex işlemleri ve broker hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Davacının sözleşme ilişkisinin ... ile kurulduğu ve anılan şirketin sonradan unvanını değiştirerek ... ismini aldığı, davacının internet sitesi ve kendisine gelen mail yazışmalarına istinaden ...’nin adresini davalı adresi olarak bildirdiği ve ... vekilinin yargılamaya katılarak müvekkili ile davacı arasında imzalanmış bir sözleşme ya da müvekkili nezdinde davacı adına açılmış bir hesap bulunmadığını bildirerek husumet itirazında bulunduğu anlaşılmış olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak, davayı takip eden ... vekili, 29.04.2011 tarihli celsede müvekkilinin, davalı firmanın Türkiye’deki piyasada tanıtımını yaptığını, aralarında reklam ve tanıtım amaçlı bir ilişki bulunduğunu beyan etmiştir. Ayrıca, davacı ile ... ...) arasındaki sözleşme ilişkisinin kurulması ve para transferlerine ilişkin yazışmalarda da ...’nin unvan ve adresinin geçtiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, ...’deki adrese yapılan tebligat üzerine davayı takip eden ...’nin, davalı ile arasında akdedilen, “...” başlıklı ve 26.02.2010 tarihli sözleşmenin niteliği ve içeriği de birlikte değerlendirilmek suretiyle, davalı ...’nin acentesi sıfatıyla davayı takip edip etmediğinin belirlenmesi, davayı acente sıfatıyla takip edemeyeceğinin anlaşılması halinde ise, mahkemenin kabulünde olduğu üzere ...’de faaliyet gösteren davalının Kıbrıs adresinin davacı tarafından bildirilmesi ve davalıya usulüne uygun olarak davaya ilişkin tebligatın yapılmasının sağlanması ile yargılamaya buna yönelik olarak devam edilip sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, davanın husumet nedeniyle reddi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.