MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2013NUMARASI : 2008/375-2013/519Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/12/2013 tarih ve 2008/375-2013/519 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında mevcut olan ticari ilişki gereği taraflar arasında cari hesap ilişkisi oluştuğunu, bu ticari ilişkiden davalıdan 20.000,00 USD cari hesap bakiye alacağı doğduğunu, alacağın tahsili amacıyla Kadıköy 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/627 E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlunun bu takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, bu itirazın iptaline, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle davalının % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği gibi taraflar arasında var olan ticari ilişki sebebiyle bir cari hesap ilişkisinin doğduğunu, davalı şirket kayıtlarına göre davacı şirketin herhangi bir alacağı olmadığı gibi müvekkili tarafından yapılan havayolu taşımacılığı nedeniyle davacının müvekkili şirkete 68.826,61 TL borcu olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuş, ayrıca haksız ve kötü niyetli olarak cari hesap alacağı adı altında yürütülmekte olan takip sebebiyle davacı şirketin %40'dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep etmiş, karşı davasında ise davacının davalı şirkete bakiye 68.826,61 TL borcu bulunduğunu, ileri sürerek, bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin davacı ile olan cari hesap ilişkisinde üzerine düşen edimleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ispatlayamadığı, Sivil Havacılık Kurumu tarafından davalının uçuş lisanslarının iptal edilmiş olduğu, bu iptal sebebi ile taraflar arasındaki borç ilişkisinin davalının kusuru sebebiyle imkansız hale geldiği ve 20.000 USD tutarındaki depozitonun davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile, davalının Kadıköy 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/627 Esas sayılı dosyasında borca itirazının iptaline, takibin devamına, takipten itibaren alacağa 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi gereğince faiz yürütülmesine, alacak cari hesaba dayanıp likit olduğundan alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı - karşı davacı vekilinin yabancılık teminatına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.2- Asıl dava, taraflar arasındaki hava taşıma sözleşmesi çerçevesinde, davalı taşıyıcı tarafından gerekli hizmetin verilmediği ve davacı tarafından bu amaçla yapılan avans ödemesinin karşılıksız kaldığı iddiasına dayalı itirazın iptali, birleşen dava ise taşıyıcı davacı (asıl davada davalı) tarafından verilen taşıma hizmet bedellerinin ödenmediği iddiasına dayalı alacak istemlerine ilişkindir.Asıl davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında mevcut olan sözleşme gereğince taraflar arasında cari hesap ilişkisi oluştuğunu, bu ticari ilişkiden davalıdan 20.000,00 USD cari hesap bakiye alacağı doğduğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine borçlunun itiraz ettiğini ileri sürmüş, karşılık davada ise davacı taşıyan (asıl davada davalı) vermiş olduğu taşıma hizmetine karşın taşıma bedelinin ödenmediğini iddia etmiştir.Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, asıl dava davalısı, taşıyan Tarhan Kule Havayolları A.Ş’nin işletme ruhsatının, Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün 21.03.2008 tarihli kararı ile iptal edildiği anlaşılmaktadır. Nitekim değinilen konuda taraflar arasında çekişme bulunmadığı gibi esasen mahkemece verilen kararda da bu yöne temas edilmiştir. Ancak davalı karşı davacı tarafından verilen cevap ve karşılık dava dilekçesine ekli uçuş listesinde, karşılık davaya konu uçuşların 2007 yılı içinde yapıldığının iddia edildiği anlaşılmaktadır. Buna karşın, yapıldığı iddia edilen uçuşlara ilişkin olarak, mahkemece bir incelemeye gidilmemiş, davalı karşı davacının edimini gereği gibi yerine getirdiğini kanıtlayamadığı gerekçesine yer verilmiştir. Oysa ki, dosya kapsamı itibari ile davacı karşı davalı tarafından açılan dava ve yargılama sırasında yapılan savunma kurgusu kapsamında, taşıyan konumundaki davalı Tarhan Kule Havayolları A.Ş’nin uçuş lisansının iptali olgusundan hareketle, adı geçen şirketin edimini yerine getirmediği hususuna değinilmiş, ayrıca ifaya ilişkin başkaca bir eksiklik ya da kusurdan bahsedilmemiştir. Bu durumda, davalı karşı davacının, davaya konu edilen uçuşları gerçekleştirip gerçekleştirmediği, eldeki uyuşmazlığın çözümünde önem taşımakta olup, mahkemece söz konusu husus üzerinde durulmaksızın, davalı karşı davacının edimini gereği gibi yerine getirmediği yönündeki gerekçe, dosya içeriği ile bağdaşmamaktadır. O halde, öncelikle Tarhan Kule Havayolları A.Ş’nin davaya konu edilen uçuş hizmetlerini yerine getirip getirmediği hususu Ulaştırma Bakanlığı’ndan sorulup, bu yöndeki tereddütler giderildikten sonra uçuşların yapıldığının anlaşılması halinde, taraflar arasındaki ödeme ve tahsilâta ilişkin kayıtlar üzerinde durularak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile asıl davanın kabulüne, karşılık davanın ise reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.3– Bozma sebep ve şekline göre, davalı karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı karşı davacı vekilinin yabancılık teminatına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı karşı davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.