Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11333 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4742 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SERİK 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2013/355-2013/128Taraflar arasında görülen davada Serik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/10/2013 tarih ve 2013/355-2013/128 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının araçlarına kasko ve zorunlu mali mesuliyet poliçeleri tanzim ettiklerini, prim borcunun ödenmediğini, yaptıkları takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, acente sıfatında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, acentenin sigorta nam ve hesabına dava açabileceği, doğrudan dava açma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, poliçe prim alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece acentenin sigorta nam ve hesabına dava açabileceği, doğrudan dava açma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Oysa, davacı acente sigorta şirketi adına prim tahsiline yetkili ise doğrudan dava açabileceği gibi, sigorta şirketine davalı adına prim ödediği takdirde de vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davalıdan talepte bulunma hakkı vardır.Somut olayda, davacının sigorta şirketi adına prim tahsil etmeye yetkili olup olmadığı veya davalı adına prim borcunu ödeyip ödemediği araştırılmamakla birlikte, davacı taraf temyiz dilekçesine H. Sigorta adına sözleşme yapmaya ve prim tahsil etmeye yetkili olduğuna dair acentelik yetki belgesi ibraz ettiğine göre, mahkemece işin esasına girilip neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.