Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1128 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 835 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.03.2011 tarih ve 2008/101-2011/75 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, davalının 2004/10121 kod numaralı çelenk ve çelenk içinde P harfini içeren şekil ile şeklin altında "..." ibaresini 18,25,26 ve 35. sınıflarda tescil ettirdiğini, ancak ... kelimesinin, askerlerin bellerine bağladıkları veya göğüslerine çaprazlama taktıkları, üzerinde fişek, kasatura ve bunun gibi silah koymak için yerleri bulunan genellikle köseleden yapılmış kayış anlamına geldiğini, 556 sayılı KHK’nin 7/c maddesi gereğince tescil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli 2004/10121 kod numaralı markanın hükümsüzlüğünü, ıslah dilekçesi ile davalı adına tescilli 2005/55907 kod numaralı 25. sınıfta “ ... + şekil” ibareli, 2007/28272 kod numaralı 18, 26, ve 35. sınıflarda “ ... + ... + şekil” ibareli ve 98/000091 kod numaralı 18, 25, 26. sınıflarda “... +şekil” ibareli tescilli markaların da hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı adına tescilli 194243 (1998/000091) kod numaralı markanın 1999 yılında tescil edildiği ve 556 sayılı KHK'nin 42/1-a maddesinde belirtilen 5 yıllık süre içerisinde hükümsüzlük davasının açılmamış olduğu, diğer markaların bütünsel olarak değerlendirilmesinde “...” ibaresinin ayırt edici unsur olarak kullanılmadığı, ayırt edici unsurun “...” ibaresi ve çelenk şeklinin olduğu, 556 sayılı KHK'nin 42. ve 7. maddelerindeki hükümsüzlük koşullarının geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.Dava, 556 sayılı KHK’nin 7/c maddesi gereğince davalı markalarının hükümsüzlüğü talebine ilişkin olup, mahkemece, her ne kadar “...” ibaresinin markaların asıl unsuru olmadığı kabul edilmiş ise de, mahkeme kabulünün aksine “...” ibaresi davalı adına tescilli 2004/10121 kod numaralı "...+şekil" 2005/55907 kod numaralı “ ...+şekil” ve 2007/28272 kod numaralı “ ... + ... + şekil” ibareli markaların asıl unsurudur. Bu itibarla, mahkemece bu markaların tescilli olduğu emtia listesindeki tüm mallar yönünden anılan ibarenin 556 sayılı KHK’nin 7/c maddesi kapsamında cins ve vasıf belirtip belirtmediği değerlendirilip sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde verilen karar doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.