Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11258 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4869 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 17/12/2013NUMARASI : 2012/86-2013/342Taraflar arasında görülen davada İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2013 tarih ve 2012/86-2013/342 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin Amerikan bayraklı "Bet" isimli yatı sigortaladığını, yatın açık denizde kaptan ve personel olmaksızın terk edilmiş vaziyette kısmen battığını, sürüklenerek karaya oturduğunu, yatın açık denizde sahipsiz bırakılması nedeniyle hasarın sigorta kapsamı dışında kaldığını, sigortalının tazminat talebinin bu nedenle reddediğini, müvekkili hakkında icra takibine girişildiğini, tebligatın ise şirket yetkilisi olmayan bir şahsa yapıldığını, İcra Hukuk Mahkemesine usulsüz tebligattan dolayı şikayette bulunulduğunu, ancak şeklen de olsa kesinleşmiş bir takip bulunduğunu, müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğunu ileri sürerek, icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmesinin teminat karşılığı durdurulmasını, müvekkilinin takip dosyasından borçlu olmadığının tespitini ve davalı aleyhine % 40'tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, otel önünde kaptan gözetiminde olan yatın hava koşulları nedeniyle hasarlandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İcra Hukuk Mahkemesince ödeme emrinin tebliğ tarihinin 17.04.2012 olarak tespit edildiği, böylece davacının 18.04.2012 tarihli borca itirazının süresinde ve takibin de durmuş olduğu, davacının önce icra takibinin sonuçlanmasını beklemesi, ondan sonra davayı açıp açmayacağını belirlemesi gerektiği, icra takibinin durmasından sonra menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, icra takibinden sonraki açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İİK'nın 72. maddesi uyarınca borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Somut uyuşmazlıkta ödeme emri davalı tarafa usulsüz şekilde 09.04.2012 günü tebliğ edilmiş, yasal 7 günlük itiraz süresi dolduktan sonra davacı tarafça takip 17.04.2012 günü öğrenilmiş ve 18.04.2012 tarihinde de menfi tespit istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davacının takip dosyasında vaki borca itirazının süresinde kabul edilmesi ile takip, işbu dava açıldıktan sonra durmuş ise de, bizatihi ödeme emri tebliği ve alacak talep edilmesi nedeniyle menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu itibarla, mahkemece aksi kanaatle ve yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.