MAHKEMESİ : YOZGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2012/480-2013/415Taraflar arasında görülen davada Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/09/2013 tarih ve 2012/480-2013/415 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalılara toplamda 6.000 DM karşılığı 5.403,23 TL ödeme yaptığını ancak kısa bir süre sonra ödediği parayı talep ettiğinde talebinin reddedildiğini, davalı tarafından yapılan işlemin yasalara aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkili ile davalılar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, kurulan yatırım ilişkisinin hüümsüzlüğüne ve 5.403,23 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, zamanaşımı def'inde ve davalı D.. U.. yönünden husumet itirazında bulunmuş, davanın esastan da reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu tüm dosya kapsamına göre, davacının şekli şartlar itibariyle davalı şirkette ortaklık sıfatını kazandığı, davacının hisse devri almak suretiyle ortak sıfatını kazandığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 405/2. maddesine göre pay sahiplerinin sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemeyecekleri, davalı şirketin tasfiye halinde de bulunmadığı, bir an için davacının davalı şirkette usulünce hissedar yapılmadığı ve ortaklığın geçerli olmadığı düşünülse bile bu kez eylemin haksız fiil teşkil edeceği, davacının hissedar olduğu 01.01.2001 tarihinin haksız fiil tarihi olarak kabul edileceği, davalı tarafça süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, davalılar hakkında yapılmış bir ceza soruşturması ya da kovuşturması bulunmadığı, şirket yönetim kurulu başkanına karşı da dava açılmış ise de, anonim şirket yönetim kurulu başkanının sorumluluğunu gerektirir bir durumun mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tesbiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadına ilişkin olup mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Ancak, Dairemiz bozma ilamında, öncelikle davacının sahih bir şekilde davalı şirkete ortak olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinden mahkemece bilirkişi kuruluna davalının tüm ticari defter ve kayıtları ve ayrıca hisse devir tarihinden dava tarihine kadar davalı şirketin yapmış olduğu genel kurullara ait tutanaklar ve hazirun cetvelleri incelettirilmek suretiyle davacıya verilen hisse senedinin bir değerinin bulunup bulunmadığı, bu hisselerin davalı şirketin sermayesinde temsil edilip edilmediği, davacının hisse devir aldığı kişinin devir tarihi itibariyle davalı şirkette ortak olup olmadığı, genel kurullarda sermayenin ne şekilde temsil edildiği hususlarının açıklığa kavuşturulması gerektiğine işaret olunmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, davacıya verilen hisse senedinin bir değerinin bulunup bulunmadığı, bu hisselerin davalı şirketin sermayesinde temsil edilip edilmediği, davacının hisse devir aldığı kişinin devir tarihi itibariyle davalı şirkette ortak olup olmadığı, genel kurullarda sermayenin ne şekilde temsil edildiği hususları açıklığa kavuşturulmamıştır.Bu itibarla, mahkemece Dairemiz bozma ilamında tam olarak belirtildiği şekilde bilirkişi kuruluna, davalının tüm ticari defter ve kayıtları ve ayrıca hisse devir tarihinden dava tarihine kadar davalı şirketin yapmış olduğu genel kurullara ait tutanaklar ve hazirun cetvelleri incelettirilmek suretiyle, davacıya verilen hisse senedinin bir değerinin bulunup bulunmadığı, bu hisselerin davalı şirketin sermayesinde temsil edilip edilmediği, davacının hisseleri bilirkişi ek raporunda belirtildiğinin aksine Y. Grup şirketlerinden değil İ. A. isimli gerçek kişiden devraldığı gözetilerek, davacının hisse devir aldığı kişinin devir tarihi itibariyle davalı şirkette ortak olup olmadığı, genel kurullarda sermayenin ne şekilde temsil edildiği hususları açıklığa kavuşturulmalı ve bu inceleme sonucunda davacının ortaklığının sahih olmadığı, pay defterindeki kaydın diğer kayıtlarla örtüşmediği anlaşıldığı taktirde bu aşamadan sonra davacının zararından davalıların haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluklarının bulunup bulunmadığı üzerinde durularak her bir davalının hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken bozma gerekleri yeterince tartışılmadan düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.