MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 17/12/2013NUMARASI : 2012/138-2013/378Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2013 tarih ve 2012/138-2013/378 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirkete nakliyat rizikolarına karşı sigortalı, muhtelif tekstil malzemeleri emtiasının davalı tarafça üstlenilen nakliye sırasında çalındığını, çalınma neticesinde sigortalıya 166.469 TL hasar tazminatı ödendiğini ileri sürerek, hasar bedelinin 06/05/2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalıya ait aracın hırsızlık olaylarına karşı alarmının olmaması, muavin veya yardımcı şoför bulundurmaması, yabancı bir ülkede taşıma yapan davalının hırsızlık risklerini analiz ederek ek tedbirler alması gerekirken, bu tedbirleri almayarak kusurlu davrandığı ve meydana gelen zarardan bu nedenle sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 36.667,01 TL'nin 06.05.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.(1) Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalı tarafın zamanaşımı def'inin reddine karar verilerek, esas yönünden yapılan inceleme neticesinde yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.CMR'nin 32. maddesinde, taşıma sözleşmelerinde zamanaşımı sorunu düzenlenmektedir. CMR'de kural olarak bir ve istisnai durumlarda üç yıllık olmak üzere iki çeşit zamanaşımı olduğu belirtilmiştir. Zamanaşımının başlangıç anı bakımından, üç ayrı durum için üç ayrı başlangıç anı tespit edilmiştir. Kısmi kayıp, hasar veya gecikme durumunda, zamanaşımı teslim tarihinden itibaren işlemeye başlar. Tam kayıp durumunda ise, artık teslim söz konusu olmadığı için zamanaşımı, taraflarca teslim için kararlaştırılan sürenin dolmasından 30 gün sonra başlar. Taraflar arasında teslim için herhangi bir süre belirlenmemişse zamanaşımı, yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından itibaren 60 gün geçtikten sonra başlayacaktır. Bunun dışında kalan bütün diğer durumlarda, taşıma sözleşmesinin yapılmasından itibaren 3 ay sonra zamanaşımı işlemeye başlayacaktır. Somut olayda, davalı taraf rapora itiraz dilekçesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilenin aksine, olayda kısmi kayıp olduğunu, tam zıya hali bulunmadığını ve bu sebeple zamanaşımı def'inin kısmi zıya haline göre hesaplanması gerektiğini savunmuştur. Bu itibarla mahkemece, zıyanın mahiyeti tam olarak belirlenerek, zamanaşımı süresini durduran ve kesen sebepler de nazara alınmak suretiyle zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi gerekirken, zıyaın mahiyeti net bir şekilde belirlenmeden zamanaşımı def'inin reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.(2) Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.