Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11106 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12251 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 07/04/2015NUMARASI : 2015/9-2015/349Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/04/2015 tarih ve 2015/9-2015/349 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalıya ait tüm sigortaların, G.Sigorta A.Ş yetkili acentesi olan müvekkili tarafından yapıldığını, ancak davalı tarafından poliçe bedellerinin ödenmediğini, davalı hakkında Samsun 1.İcra Müdürlüğünün 2014/5218 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın ve takibin yetkisiz yer mahkemesinde ve yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, müvekkili şirketin adresinin Bafra olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının iddia etmiş olduğu sözleşmenin davalı tarafından kabul edilmemiş olması nedeniyle HMK 6.maddeye göre davanın açıldığı ve takibin yapıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesinin ve icra dairesinin yetkili olduğu, davalı şirketin merkezinin B. ilçesi olması nedeniyle S. icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olduğu, dava tarihinde ve takip tarihinde yetkili icra müdürlüğünde yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2) Ancak, mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi nedeniyle AAÜT 7/2. maddesi gereğince maktu vekelet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK 438/7. maddesi uyarınca bu yönden davacı yararına düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm kısmının 3. bendinde yer alan ''....red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.212,00 TL ....'' ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine ''.. 1.500,00TL ...'' ibaresinin eklenmek suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.