MAHKEMESİ : YOZGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)TARİHİ : 15/01/2015NUMARASI : 2014/842-2015/27Taraflar arasında görülen davada Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.01.2015 tarih ve 2014/842-2015/27 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Almanya Darmstadt Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 20.03.2007 tarih 17O 470/06 sayılı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararının tebliğine ilişkin evrakların dosyaya sunulmadığı, usulünce tebliğ edilmeyen kararın davalı yönünden kesinleşmiş olduğunun kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, davacı vekilinin kendisine verilen süre içerisinde tenfizi istenen yabancı mahkeme ilamının davalı tarafa tebliğ edildiğine dair tebligat belgelerini sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 221. maddesi uyarınca; mahkeme, üçüncü kişi veya kurumun elinde bulunan bir belgenin taraflarca ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu olduğuna karar verirse, bu belgenin ibrazını emreder. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen herkes, elindeki belgeyi ibraz etmek; belgeyi ibraz edememesi hâlinde ise, bunun sebebini delilleri ile birlikte açıklamak zorundadır. Mahkeme yapılan açıklamayı yeterli görmezse, bu kimseyi tanık olarak dinleyebilir. Bu nedenle, davacı vekili kendisine verilen kesin olmayan süre içerisinde kararın tebliğine ilişkin tebligat belgelerini sunmamış ise de, tenfize konu yabancı mahkeme ilamının 30.05.2007 tarihinde davalıya resmi kanallardan tebliğ edildiğine dair şerh bulunan karar aslı ve tercümesini sunmuş olup esasen kararın tebliğ edildiğini de bu belgelere dayandırmıştır. Bu durumda, usul ekonomisi gözetilerek öncelikle davacı vekiline karar tebliğine dair belgeleri sunması için hukuki sonuçlarını içeren usulünce kesin süre verilmesi, bu süre içerisinde tebligat belgelerinin sunulamaması halinde, dava konusu kararın tebliğine ilişkin belgelerin T.C. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nden sorulması, gerektiğinde uluslararası usul kuralları gereği tenfizi istenen kararı veren yabancı mahkemeden kararın davalıya tebliğ edilip edilmediği, ne şekilde tebliğ edildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediği sorularak ortaya çıkacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.