Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11091 - Karar Yıl 2002 / Esas No : 6596 - Esas Yıl 2002





Taraflar arasında görülen davada İzmir Asliye 11.Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.04.2002 tarih ve 2001/953 - 2002/195 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kasko sigorta poliçesi yapılan araca davalıların maliki, sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın %100 kusurlu olarak çarpması ile meydana gelen hasarın sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, 2.708.332.750.-TL.nın davalılardan rücuan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı Fayik Ö. vekili, müvekkilinin Aydında ikamet ettiğini savunarak yetki itirazında bulunmuş, yargılama sırasında kazanın Söke de olduğunu belirterek Söke mahkemelerinin yetkili olduğunu savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, olayda Aydın ve Söke mahkemelerinin yetkili olduğu, haksız fiil hükümlerine göre davaya Söke mahkemelerinde bakılması gerektiği, davacının tercih hakkını yanlış kullandığı gerekçesiyle, yetki itirazının kabulüne, dosyanın talep halinde Söke Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücu davasıdır. Davacı sigorta şirketinin TTK.nun 1301 nci maddesine dayanarak sigortalısına ödediği tazminat açısından sigortalının ardılı sıfatıyla zarara neden olan aracın işleticilerine karşı açtığı davada, HUMK.nun 9 ve 21 nci maddeleri gereğince yetkili mahkeme ya davalının ikametgahı yada kaza yeri mahkemesidir. Bir davanın görülmesi sırasında birden fazla mahkemenin yetkili olması durumunda seçim hakkının davacıya ait olduğu tartışma götürmeyecek şekilde açıktır. HUMK.nun 27 nci maddesi gereğince davacı bu hakkını yanlış kullanarak yetkisiz mahkemede dava açtığı takdirde doğal olarak seçim hakkı ilk itiraz olarak davalıya geçecektir. Davalı yetki itirazında yalnızca bir mahkemeyi göstererek seçim hakkını kullanabilir. Bu durumda, mahkemece dosyanın yetkili yer mahkemesine gönderilmesi gerekir. Buna karşılık davalı yetki ilk itirazında birden fazla yetkili mahkemeyi gösterdiği takdirde seçim hakkı bu sefer tekrar davacıya ait olacaktır. Bu durumda mahkeme davacıya yetkili mahkemelerden birisi için seçim hakkını kullandırmalıdır. Somut olayda trafik kazası Söke de meydana gelmiş olup, yetki itirazında bulunan davalı Fayik Ö.’in ikametgahı Aydın’dır. Anılan davalı, cevap dilekçesinde Aydın mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirmiş olmasına rağmen yargılama sırasında Söke mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda yetki itirazında bulunan davalı Fayik Ö. birden fazla mahkeme göstererek HUMK.nun 23/son maddesine uygun yetki itirazında bulunmamakla seçim hakkını yitirmiş, bu hak davacıya geçmiştir. Mahkemece, davacıya Söke veya Aydın Mahkemelerinden birisini seçme hakkı tanınarak yetkisizlik kararı ile dosyanın seçilen mahkemeye gönderilmesi gerekirken davalının usulsüz yetki itirazının nazara alınarak yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.